"Şehvet hayvanın, AŞK insanın nasibidir. Sahabeyi Medine'den İstanbul'a, Erenleri Buhara’dan Anadolu'ya getiren AŞK'tır. AŞK, sevgilinin rengine boyanmaktır. AŞK, abdestte yüzün sararması, Kur'an okurken sesin titremesidir... AŞK gitti, insan bitti. İnsanı eşrefi mahluk yapan AŞK'a muhtacız."
Seyyid Nesîmî Nesimi anlatırken Türk halk edebiyatında iki tane Nesîmî olduğunu ve genellikle bu iki Nesîmî’nin birbiriyle karıştırıldığından bahsetmiştim. Bunlardan birisi 14. yüzyılda Bağdat'ta doğmuş, Halep'te derisi yüzülerek öldürülmüş olan tasavvuf şairi Seyyid Nesîmî, diğeri ise dün anlattığım 17. yüzyılda yaşadığı sanılan ve
Reklam
Türk Tarihinde Tasavvuf ve Tarikatlar
Tasavvuf özelde kişilerin ruhlarında derin izler bırakırken genelde ise toplumu ahlaklı kılan temel etkenlerdendir. Bu yönüyle tasavvuf sadece kişileri değil toplumları ve devletleri de etki alanı içine almıştır. Türklerin tasavvufla tanışmaları İslâmiyet'le tanışmalarıyla aynı zamanda olmuştur. Türklerin tarih sahnesine çıkış ve dağılış yeri
(Lütfi Bergen'den Alıntı:)
Horasan Erenleri Hz.Ali'nin fütüvvetine bağlanınca onu askerî toplum olma özellikleriyle birleştirip yeni bir şekle soktular. Anadolu seçildi. Bunun sebebi Rûm suresinde Roma'nın Müslüman bir toplum tarafından yıkılacağına dair beyan idi. Türkler Mısır-Anadolu hattında epeyce kaldı ve "Mısır Türkiyesi" "kurdu. Fakat asıl
Anadolu Mayası Prof. Dr. Yalçın Koç'un Türkiye Günlüğü dergisinin 2006/Bahar, Yaz, Güz ve Kış sayılarında son derece değerli dört makalesi yayımlandı. Ehlince ilgi ile okunan bu yazılar, okuryazarların zihinlerindeki karışıklığı gidermek bakımından son derece işlevseldi. Oldukça sarih, temellendirici, ufuk açıcı ve kışkırtıcı