Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
273 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İSTANBUL'UN BİR GECESİ SUAT DERVİŞ 273 SAYFA Ben sana da inanmazsam kimlere inanırım? Nasıl yaşarım? Bütün bir ömür sana inandıktan sonra ben şimdi sensiz ne yapacağım? 23 Mart-13 Haziran 1939 tarihleri arasında Haber gazetesinde 75 tefrika olarak yayınlanan "İstanbul'un Bir Gecesi" eseri, Suat Derviş'in Behçet
İstanbul'un Bir Gecesi
İstanbul'un Bir GecesiSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2018197 okunma
708 syf.
10/10 puan verdi
Söyle tanrıça, Alerikoğlu Hasci’nin yalnızlığını söyle. Kendi başına kendi getirdi böyle bir uğurlu günü. Huzur’un gelip de içine dolmasına sebep, diğer tüm ölümlülerin arasında, gözüne çarpması ölümsüzlerin, bu yalnızlığının sonucuydu. Zeus’un evinde oturmaktaydı hep var olan tanrılar, sessiz sedasız, yüzyıllar geçmiş yapamamışlardı ağız tadıyla
İlyada
İlyadaHomeros · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20147,3bin okunma
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
2022 yılında İstanbul Balat’ta başlayan sayfalar günümüz ve geçmiş olarak 1821 yılı Mora/ Tripoliçe’ye kadar geri gidiyor. Müşfik baba iyi eğitimli, dört dil bilen Balat’ta dedesinden babasına, babasından da kendisine kalan sahaf dükkanını işleten bir İstanbul beyefendisidir. Mete kaymakamdır, ailesi kendisi çocukken yaşanan 99 da ki İstanbul depreminde hayatlarını kaybetmişlerdir. Mete’ye çocukken Müşfik baba koruyucu babası olmuştur. Müşfik babanın elinde ki el yazması hatırat defteri Mete’nin dikkatini çekince okumak ve tamir etmek üzere alır. Mora’da ki Akça hocanın yazdığı hatıratları birlikte Mora Tripoliçe’ye geri gidip Türk’lere kadın, çocuk, bebek demeden yapılan tüm o yaşanan acıları, vahşeti, katliamı ki- az bile bu kelimeler-okuyacaksınız. Tüylerim diken diken oldu deriz ya hani, soluksuz sayfaları çevirdim. Sonda ki ters köşe ise şok etkisi yaptı desem yeridir. Hatıratı yazan Akça hoca kimdi? Halide ve Aliye hanım kimdi? Mete defteri çözebildi mi? Ve diğerleri? Mutlaka okumanızı öneriyorum. Derin ve detaylı araştırma neticesinde yazılmış olan günümüzü geçmişe mükemmel bir şekilde harmanlayan yazarın yalın akıcı kalemine bayıldım. Kitabın son sayfasında da kaynakçaların belirtilmesi güzel bir ayrıntı olmuş. Kaleminiz daim olsun sevgili yazarım @ güven kemerkaya Kitap ve sevgiyle kalın..
Tripoliçe'nin Külleri
Tripoliçe'nin KülleriGüven Kemerkaya · Çınaraltı Yayınları · 039 okunma
311 syf.
·
Puan vermedi
Sodom ve Gomore
Bu roman Yakup Kadri’nin hayati görüşlerinin ayrıldığı üç dönemden 2. döneme yani milliyetçi dönemine denk gelir. Sodom ve Gomore’de olaylar 3. tekil şahıs ağzından anlatılır. Bir tek Jackson Read’in annesine yazdığı mektup 1. tekil şahıstır. Eser 1920’lerin siyasi zorlukları döneminde geçmesine rağmen çok fazla siyasi olayların bahsi geçmez.
Sodom ve Gomore
Sodom ve GomoreYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20154,871 okunma
424 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
KIRMIZI PELERİNLİ MONA LİSA
BAYA SPOİLER İÇERİR!! Ayşa en başından beri bahtsız hayat mahkumu biridir ordan oraya savrulur en başta annesi bildiği teyzesi babası bildiği eniştesinden yemiştir kazığı. Zamanla git gide devam eden karışıklık kararsızlık ve düşüncesizlik onu Ali'ye karşı itmiştir zamanla Ali ile yakın olan Ayşe Ali'nin de onun gibi aile sorunları
Kırmızı Pelerin
Kırmızı PelerinGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 20221,854 okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Şahadet öyküsü
(Spoi içermektedir) Başini çok ön yargıyla okuyup, sonrasında ağlayarak nihayetlendirdiğim bir eser... Babadan, evlada geçen 3 kuşaklık şahadet öyküsü. Yetim hoca ismiyle müsemmadır. Babası 1807 de Tezherap Mahallesi Cengi'nde, Moskof'la cenk ederken şehit olmuştur. Oğlu Yetim Hoca nında babasından sonra en büyük hayali, şehit olmak ve
Kanlı Sarık
Kanlı SarıkNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2007548 okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
Zeval-Nihal Taştekin
Tanıtım Bülteninden alınmıştır İstanbul'un asude semtlerinden birinde küçük bir park. İki haftadır her gün parka gelen, aynı ağacın altında durup aynı yöne bakarak sigara üstüne sigara yakan beyaz elbiseli bir adam... Ve ansızın, güpegündüz patlayan, beyaz elbiseyi kırmızıya boyayan silahlar... Cinayetin pek çok tanığı var; Sakızcı Kör, Ayyaş Patyus, Cem Beyoğlu, Şeker Atıfet Hanım, Feride Hanımteyze, emekli mali müşavir Saygın Bey, Gıcık Gencer, Prof. Berhiya Sultaneli, tarihçi Yavuz Bey, öğrenci Beyit ve o gün hiç değilse güzel bir gün geçirmek için parka gelen diğerleri... Ama sonra hepsi unutuşa terk edecek olayı. Cem ile Gencer hariç. Cem bir tünelde geriye doğru koşuyordu o sırada, ayrıntı peşinde. Benzemez bir tünelde avare dolaşan Gencer ise hep unutmaya içiyor. Sadece onlar merak ediyor vurulan kişinin hikâyesini. Onlara katılan Aslı ve Berrak ile birlikte Beyaz Elbiseli Adamın kim olduğunu keşfetmeye çalışırken bir uçurumdan aşağı baktıklarını fark ediyorlar. Dip, eğildikçe uzaklaşacak onlardan ve an gelecek, durdukları yerin onlarınkini de içine alan daha derin bir uçurumun bir basamağı olduğunu anlayacaklar. Her biri kendi basamağında kendi içine de bakacak artık. Orada eskilere uzanan ortak bir tarihe rastlayacaklar: Çok, çok eskidendi... Ve soru, Beyaz Elbiseli Adamın cehenneminden dile gelecek: Hayatta daha avutucu ne vardır dostluktan başka? (Tanıtım Bülteninden)
Zeval
ZevalNihan Taştekin · Ayrıntı Yayınları · 201113 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
. Tevfik Ağa, o gün yine sela ile uyanınca, yıllarca beklediği haber olan, hasmı Akbaş Hüsnü’nün selası olduğunu umarak attı kendini dışarı. Konu komşuya sorsa da, yine beklediği haber değildi. Tevfik ve Pembe’nin hasımlık içinde geçen sevdası ise, 80’li yıllara, Akbaş Hüsnü nün İstanbul yıllarına kadar uzanır. Züğürt Zühtü, Kurban Ağa, Niyazi, yani komşuların taktığı ismiyle Şirket , han sahibi ve karısı Ayşuk, Deli Gücük, üç arkadaşın arasına giren Pembe ve diğerleri, dedikodu kazanı.. Peki hasımlığı torunlarına kadar uzanan, Tevfik Ağa ile Akbaş Hüsnü’nün arasında yıllar önce geçen olay neydi? Kitap; 80'lerin yöre halkı ağzıyla yazılmış, yıllar öncesinden birbirine hasım olan ve torunlarına kadar da bunu yansıtan iki kişinin gündelik hayatını anlatıyor. Sıcak bir kasabanın, bir kenar mahalle öyküsü olan kitapta, geçmiş yıllarda olan komşuluk ilişkileri, ülke gündemi ile birlikte yaşananlarla beraber anlatılıyor. Akıcı ve yalın bir dille yazılmış romanda, 80’li yılların Türkiyesi de yansıtılmış. Sıcak bir atmosferde geçen olaylarda gündelik yaşam, siyasi olaylarla birlikte anlatılıyor. O dönem yaşanan olayların toplumsal etkilerini de gözler önüne seriyor. Kişiler üzerindeki etkilerini ortaya çıkarıyor. Etkileyici, yalın ve içten bir roman. Tavsiyemdir. #KörNefret ^ ^ #alıntı Yaşadıklarımdan edindiğim bir şey var evlat; kötülük gören kötü, iyilik görense iyi oluyor hayatta. ^ ^ @edisyonkitap @mustafasahin1961 #bloghemsire #roman #kasaba
Kör Nefret
Kör NefretMustafa Şahin · Edisyon Kitap · 20226 okunma
360 syf.
9/10 puan verdi
Kadıköyü
Yazar ve edebiyat tarihçisi Taner Ay’ın Edebiyatın Kadıköy’ü epeydir beklediğim bir kitap olarak hemen temin edildi ve okundu. Üstelik kitabı nispeten yeni bir İstanbullu olmama rağmen kaynağında okudum, yani Kadıköy’de. Hatta eğer haddimi aşmış olmaz isem “Kadıköyü’nde” de diyebilirim. Benim İstanbul’da mukim oluşum yakın zamanlara denk
Edebiyatın Kadıköyü
Edebiyatın KadıköyüTaner Ay · Ötüken Neşriyat · 20234 okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
“Paşalar memleketten kaçtı!”
“3, Teşrinisani, 1334”. Ziya Bey’in not defterine attığı tarihle başlıyor zaman içinde yolculuk. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının üzerinden henüz üç gün geçmiş. Yıllardır idareyi bilfiil ellerinde tuttukları için iyisiyle kötüsüyle yaşanan her şeyin müsebbibi olarak görüldükleri gibi, “Cihan Harbi” felaketinden ve memleketin bu ateşe
Hercümerç
HercümerçOgan Güner · Bilim ve Gelecek · 20178 okunma
269 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.