İstanbul
Kadın ölür hiç bırakılmadığı kalabalıklardan. Saçlarına gelip gelip kumrular konar ve sevinir ayrıldığına. Belki evlenmişti ve yaşamıştı çocukların öldüğü kuytularda, her gece adlarını unuttuğu şehirlerde. Hiç bilmediği dağları aramıştı o zamanlar, çocukluğunda dinlediği hâzineleri. Kadın ölür, yeniden saçlarına üşüşür kalabalık;
İstanbul
"Dünyanın hiçbir kentinde içleri böylesine güzel, dışları böylesine bakımsız insan evleri yoktur. İstanbul'un, varsıllığını çaktırmamak için partal giyinen cimri bir ihtiyara benzediğini düşünmüşümdür hep."
Reklam
639 syf.
10/10 puan verdi
Yıl 1953... Tuna'dan gelen buzların Boğazı kapladığı dondurucu bir İstanbul kışı. Serencebey'de bir evde kat kat ceket giyerek, ellerinde eldivenle bir adam bir şeylerle uğraşıyor, ne ola ki? Adı Kemal Sadık Gökçeli. Sobalarına odun almak içinde yetmiyor parası. Serin bir İstanbul kışının kurtuluşu ellerindeki eldivenle yazdığı kitap oluyor. Para
İnce Memed 4
İnce Memed 4Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202116.1k okunma
Çocukluk anılarımdaki karakterler, evleri, varlıkları, hepsi yok oldu. Barakaların ve geniş avlularının yerini, birbirine yapışık beş yada yedi katlı yapılar aldı. Bahçeler, ağaçlar ve kadınların çubuk mekiklerle ördüğü ağlarla dolu avlular yerlerini, büyük adamlar ve hanımlarının arabalarını park etmeleri için yapılmış devasa alanlara bıraktı. Arapsaçı ve kadife çiçeği dolu, kirece boyalı tenekeler, estetikleri gereği cehennem ateşine atıldı. Salonları çeşitli yapay çiçekler süsledi. Benim büyüdüğüm, ilk oyunları oynadığım, kocaman bir tekne filosuna ev sahipliği yapan Mikro Karaburnu'ndaki sahil şeridi, yerini Deniz Kulübü'ne bıraktı ve süper lüks kotralara bir marina oluverdi.
"Ölecekler. Onlar ölürler de işte o zaman gör İstanbul'un halini. Bir zelzele, bir zelzele, bir zelzele olacak, ayakta hiçbir ev kalmayacak. İstanbul'un tüm evleri yerle bir olacak, otomobilleri de paramparça yüz bin parça." Uzun "Yazık," dedi, "ne yazık ki, ne yazık İstanbul'a çok yazık, yıkılacak. Onlar da bu kadar kötü olmasınlar. İstanbul küçücük kuşlar yüzünden yıkılacak, Van gibi olacak. Semih: "Şu kuşların hali yüreğimi paralıyor benim. İnsan olan... Van da böyle kuşlar yüzünden tuz buz olmuş, yerinde yeller esmiş, Zare Teyze söyledi "
"Nasıl ki Osmanlılar bu kenti aldıklarında külliyeler kurduysa, uluslar ötesi şirketler de kendi amaçlarına ulaşmak için bu tür merkezler açıyorlar. Bilirsiniz, külliyeler; camileri, medreseleri, kütüphaneleri, hastaneleri, konuk evleri, aşevleriyle bir tür kültürel hizmet kurumlarıydı, oysa markaların, alışveriş merkezlerinin tek derdiyse para ve daha çok kâr. İstanbul'un tarihiymiş, kültürüymüş, güzelliğiymiş, bunların umurunda değil. Durmadan turistik oteller yapıyorlar, çirkin köprüler, iğrenç gökdelenler... Tek dertleri daha çok rant, daha çok vurgun, daha çok avanta..."
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
166 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.