"İstanbul'un harap veya çirkin bazı kısımları imar hareketinin, yeninin ve güzelin gerekli kıldığı kararlar mucibince yıkıldıkça, mazimizden ve mazideki hatıralarımızdan bir takım parçaların da avare ve biçare kaldıklarını niçin gizlemeli?"
Sayfa 29 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Almanya tehlikeli bir ülkedir. Sosyalizm maskaralıklarının orada alıp yürümesi yarın Almanya’yı yeni gelişmelerin eşiğine atacaktır. Adolf Hitler durup dururken değil, büyük ve kültürel bir millete karşı İngiltere ve Fransa’nın ahmakça siyasetleri yüzünden ortaya çıkmıştı. Bugün de başka bir Adolf un, Adolf von Thadden’in başkanlık ettiği
Reklam
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
"Gerçekler ve Semboller..."
- "... İstanbul bir gün felaketine yol açacak günahlarla büyüyen bir adaydı. Doktor ’un dediğine göre. Günahlar burada aynı kalmaz, sürekli değişirdi. Bu yüzden kent, bilinen değil her gün öğrenilen yerdi. Onun sırrı, değişim hevesini kamçılar, geleceğe bağlanma isteğini körüklerdi. Bugün belirsizleşince, gerçek de belirsizleşir, yerini sembollere bırakırdı. Dağın yerini binalar, kırın yerini çiçekli balkonlar alırdı. Aşk da, hiç doymayan, sürekli yeni tatlar arayan, tüylü, ıslak bir hayvana dönüşürdü..."
Nureddin Mahmud'un üç hedefi vardı: birincisi Dünya İslam Birliği; ikincisi, Kudüs'ün yeniden fethi; üçüncüsü, Konstantiniyye'nin fethi. Nureddin Zengi ve daha önce babası İmadüddin İslam Birliği için zemin hazırladılar; Salâhaddin Eyyubi İslam Birliği'ni kurup Kudüs'ü kurtardı; İstanbul'un fethi de üç asır sonra Fatih Sultan Mehmed'e nasib oldu.
Nevi şahsına münhasırlık olsa gerek.
Feyziye Hanım'da bilinmez, anlaşılmaz, sırrı keşfedilmez bir başkalık, fevkaladelik vardı ki işte onu ne para, ne terzi, ne de güzellik temin edebilirdi ... Bu, onun imtiyazı, zeka gibi münhasıran onun alınmaz, çalınmaz, tak­lit edilmez bir malı idi.
Sayfa 180 - İnkılap Kitabevi.
Reklam
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
71 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.