Küçük Hüseyin Efendi, baba Garih'in yakın dostuydu. Garih'in öldürüldüğü mezarlık bölgesi Nakşi tarlası olarak biliniyordu. Bu bölgede İstanbul'un tanınmış Nakşi şeyhleri yatıyordu. Avusturalya'da trafik kazasında vefat eden İskenderpaşa Cemaati'nin şeyhi Prof. Esat Coşan'da aynı bölgede toprağa verildi. Coşan'ın kabri Garih'in yürüdüğü yolun kenarındaydı. Üzeyir Garih'in vahşice öldürülmesi, en yakınlarından bile sakladığı ilginç bir sırrı açığa çıkarıyordu.
İstanbul'un sırrı sınıflanmamış, düzenlenmemiş, bilgisi ortaya konmamış, içinde yaşayanlarca anlaşılmamış olmasıdır. Kalabalıkların, şehrin tarihten gelen zenginliğini kat kat üstüne eklemlenmiş uygarlıklarını, onlara sahip olmadan, bir yabancı gibi yalnızca sezerek yaşamasıdır burada hayat tarzı.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
İSTANBUL'UN SIRRI
İstanbul haritasına deyince Bir şairin eli Hemen görür Kanarya'da Her biri kuş adı taşıyan Cadde ve sokak çizgilerinden oluşan kafesi
Osmanlı topraklarının ancak dörtte biri büyüklüğündeki Fransa'nın tarımsal gelirleri, Memâlik-i Mahrusa'ya nispetle beş misli fazlaydı! Fransa'nın zirai alandaki başarısının sırrı ise neredeyse her bölgesinde bir ziraat mektebi olması ve ziraate yeterli yatırım yapmasında yatmaktaydı. Okul kapatan Osmanlı'da tarımsal gelişme şöyle dursun, ülkede onlarca çayır ve mera mevcut iken İstanbul'un ihtiyacı olan yağlar bile Rusya'dan ithal edildi!
Sayfa 344Kitabı okudu
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Reklam
"Gerçekler ve Semboller..."
- "... İstanbul bir gün felaketine yol açacak günahlarla büyüyen bir adaydı. Doktor ’un dediğine göre. Günahlar burada aynı kalmaz, sürekli değişirdi. Bu yüzden kent, bilinen değil her gün öğrenilen yerdi. Onun sırrı, değişim hevesini kamçılar, geleceğe bağlanma isteğini körüklerdi. Bugün belirsizleşince, gerçek de belirsizleşir, yerini sembollere bırakırdı. Dağın yerini binalar, kırın yerini çiçekli balkonlar alırdı. Aşk da, hiç doymayan, sürekli yeni tatlar arayan, tüylü, ıslak bir hayvana dönüşürdü..."
Nureddin Mahmud'un üç hedefi vardı: birincisi Dünya İslam Birliği; ikincisi, Kudüs'ün yeniden fethi; üçüncüsü, Konstantiniyye'nin fethi. Nureddin Zengi ve daha önce babası İmadüddin İslam Birliği için zemin hazırladılar; Salâhaddin Eyyubi İslam Birliği'ni kurup Kudüs'ü kurtardı; İstanbul'un fethi de üç asır sonra Fatih Sultan Mehmed'e nasib oldu.
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.