Fatih, istanbul'un özlemini çekerken, garpta kadim bir teşkilat da Fatih'in özlemini çekiyordu! Bu teşkilat İstanbul'u fethedecek güzel komutanı bekliyordu!
Sayfa 21 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Nakkaş bir keşiş, bir çilekeş değilse, bir balıkçıdır en azından, öyle bir balıkçı ki yokluk denizinde kımıl kımıl sırsıklam nakışlar tutar... Yokluk denizinde nakkaş, rengârenk balık ağlarıyla insan biçimleri çevirir, biçimlerin biçimini avlar, iplere asılıp bu derin su ürünlerini rıhtımlara, kumlara çekip serer, ayağınızın dibine... Bir tılsımlı avdır ki bu, başkasına benzemez... Fikret Muallâ, sokak sokak gezip tozduğu kentlerin biçimlerini, İstanbul'un, Paris'in çarşı pazarını, meyhanesini, kahvesini çiziyordu ve her şeyden fazla, insanlarını yansıtıyordu. Gördüğü, bildiği insanları çiziyor, onları renkle, çizgiyle "avlıyordu"... Mevlânâ bu sırrı haber vermişti: "En güzel şekil olan insan şekli, aşktan da üstündür, düşünceye de sığmaz..." Mevlânâ fısıldar: "Bu baha biçilmez şeyin değerini söylesem, ben de yanarım duyan da yanar..." Zarar yok, hep birlikte yanalım bir yol! Evet, en güzel biçim, insan biçimi, aşktan, düşünceden de üstün, ressamın buna kul kurban olması suç değil, günah değil, sevaplar sevabıdır, böylece biline...
Kırmızı Kedi Yayınevi, 4. Basım, Yayın Yönetmeni: Enis BaturKitabı okudu
Reklam
Kanunî'nin tahta çıktığı senelerde İstanbul, camii, han, hamam, medrese, büyük saray, Evliya türbeleri ve çeşmeleriyle tam bir Türk şehriydi. Yalnız bize ait olan bu manzaranın şimdi deha ile tamamlanması, bu gelişmeyi bir infilak haline getirmesi lazımdı. İşte Sinan bunu yapar. Yaratıcı, nizam verici hamleleriyle İstanbul ufkunu, mermeri,
Sayfa 136 - DergâhKitabı okudu
İlk defa 7. yüzyılın son çeyreğinde Arapların İstanbul'u kuşatmaları 674-78 sırasında Bizans donanması tarafından kullanılan bu yeni silahın yapılış formülü ve kullanış tarzı yüzyıllar boyunca devletin en gizli sırrı olarak saklandı.
Sayfa 293 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Botter Apartmanı
Bu ülkede, diye söze başladi, Gerisini getirmeden once duraksadı, derin derin nefes aldı, "hanımefendi, bu ülkede tarihin katmanlarını üst üste sıralayamazsınız. İç içedirler çünkü ayırmaya çalışırsanız, bildiğiniz bilmediğiniz her şey paramparça olur. Elinizde ufalanır gider. Sahip olduğunuzu sandığınız zenginlikler tuzla buz olur. Bu hakikattir ama ne çare ki görmek isteyenlerin sayısı çok azdır. Onlarca asır önce, Istanbul, Doğu Roma Imparatorluğuʼnun başkentiyken, şehre çok uzak bir manastırın ağaçlarla kaplı, sessiz bahçesiymis burası Istanbul'un fethinden sonra ise Mevlevihane kurmak isteyenlerin yolu bu ıssız ağaçlıga düşmüş. Çok begenmişler araziyi, yerleşmişler. Hanımefendi burası duymak için susmak, olmak icin sabretmek gerektiğini bilenlerin evidir. Bir de şunu eklemeliyim Ses, tını, ahenk evrenin kutlu halleri olarak kabul edilmiştir hanemizde. Hep saygı görmüstür, Toprağımızın sırrı geniştir, bereketi çoktur, nimeti boldur ama dersimiz kolay değildir. Tıplı hayatın kaynaklarını fark edebilmek gibi," dedi
Sayfa 70 - Mevlevi
Nevi şahsına münhasırlık olsa gerek.
Feyziye Hanım'da bilinmez, anlaşılmaz, sırrı keşfedilmez bir başkalık, fevkaladelik vardı ki işte onu ne para, ne terzi, ne de güzellik temin edebilirdi ... Bu, onun imtiyazı, zeka gibi münhasıran onun alınmaz, çalınmaz, tak­lit edilmez bir malı idi.
Sayfa 180 - İnkılap Kitabevi.
Reklam
"İstanbul'un harap veya çirkin bazı kısımları imar hareketinin, yeninin ve güzelin gerekli kıldığı kararlar mucibince yıkıldıkça, mazimizden ve mazideki hatıralarımızdan bir takım parçaların da avare ve biçare kaldıklarını niçin gizlemeli?"
Sayfa 29 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Pierre Loti'nin Müsâhedeleri
Meşhur Fransız edibi Pierre Loti, dini, kültürü ve ırkı başka olduğu hälde İstanbul'da yaşayan Türkler'in, Islāmī, nezih ahlâk ve adâblarının hayranı olmuş daima yazılarında bu duyguları tasvir etmiştir. Der ki: "Müsluman Turkler'in hayatları, kelimenin tam mânâsı ile başka bir dünyadır. Dünyanın başka hiçbir evinde, bir
Sayfa 520 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
Kanije Savunması
Çok önemli bir konuma sahip bulunan Kanije'nin, Osmanlıların eline geçmesini bir türlü hazmedemeyen Avusturyalılar, kaleyi geri alma hazırlıklarına giriştiler. Arşidük Ferdinand kumandasında büyük bir ordu ile harekete geçtiler. Düşmanın hazırlıklarını başından beri casusları vasıtasıyla takip eden kale kumandanı Tiryaki Hasan Paşa, gecesini
Sayfa 201 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Bir ilk yaşanacak! Muallak Kayası'na değecek İstanbul'un alnı . Tüm oyunları bozulacak yer altı seçkinlerinin. İstanbul'un alnı Muallak Kayası'na değince ,göklerin kapıları ardına kadar açılacak... Ve melekler akın akın inecek Kudüs'e... Mescid-i Aksa'yı koruyacaklar...
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.