Nisanın ikinci günü akşamı, alacakaranlıkta, Ankara’ya yaklaşıyorduk. Yunus Nadi Bey’in büyük bir heyecan içinde yanıma gelip:
— Halide Hanım, istasyon hıncahınç dolu. Orada birkaç söz söylemek gerekecek. Bizim adımıza konuşursunuz, değil mi, dediğini hatırlıyorum
Ne söyleyeceğimi pek bilemiyordum ama:
— Merak etmeyin, konuşurum, diye cevap verdim. Oldukça heyecanlıydım. Burası, Millî Hareket’in Kâbesi’ydi.