Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- Ağabey, size neşeli bir istasyon arayayım mı? Radyoda değil, kalbimde neşeli bir istasyon arıyordu. Cevap vermedim. Yalnızlık.
İlk istasyon
عاقبت منزل ما وادى خاموشان است Âkibet menzil-i mâ vâdî-i hâmuşân est. Sonunda varacağımız menzil, susmuşlar vâdisidir(yani mezarlık). (Hafız Şirazi)
Reklam
İstasyon Oteli... Ne biçim ad bu? Sanki Kadıköy'de istasyon var da... Sahibi mutlaka Anadoluludur. Tren uğrağı olmayan küçük bir İç Anadolu kasabasından geliyordur. Oralarda istasyon önemlidir. Oysa burası deniz kıyısı. Bari Liman Oteli, İskele Oteli falan deseydi. Ama olmaz.
Sayfa 160 - Yapı Kredi Yayınları, 4. baskı: İstanbul, Ocak 2022Kitabı okuyor
Anlamamız gereken en önemli şey bir manzaranın görünüm güzelliğinden çok, ‘zengin bir bilgi kaynağı’ olmasıdır. Yükseklik perspektifi artırır ve bu çok değerli bir hediyedir. Araştırmacılar bunun ne kadar kıymetli bir veri olduğunu bilirler: Çünkü iyi görüş mesafesinde, yüksek bir noktada pozisyon aldığımızda (ki buna trigonometrik istasyon da diyebiliriz), en az 2 yüksek noktayı daha belirlememiz mümkündür.
Aslında isteyerek yalnız kalmak için ihtiyaç duyulan tek şey, istasyonu parazitlerden temizlemektir. Bir kadın, tartışmalı bir yönetim kurulu toplantısının ortasında da olsa, üç gün sabahlara kadar kendi tarzlarınınca kavga eden, şarkı söyleyen ve dans eden seksen tane geveze akraba ile çevrilmiş de olsa, öteki insanlardan, gürültüden ve gevezelikten kendini yalıtmayı öğrenebilir. Eğer bir zamanlar yeni yetme olduysanız, istasyon ayarının nasıl yapıldığını kesinlikle bilirsiniz. Eğer bir zamanlar iki yaşında uykusuz bir çocuğun annesi olduysanız, planlı bir şekilde yalnızlığın nasıl elde edileceğini bilirsiniz. Yapmak zor değildir, sadece yapmayı hatırlamak zordur.
Toplumumuz kadınlara öyle bir suçluluk aşılıyor ki, başkalarına duygusal hizmet veren bir istasyon görevi yapamadığımız için kendimizi suçlar hale geliyoruz.
Reklam
Burası, Millî Hareket’in Kâbesi’ydi.
Nisanın ikinci günü akşamı, alacakaranlıkta, Ankara’ya yaklaşıyorduk. Yunus Nadi Bey’in büyük bir heyecan içinde yanıma gelip: — Halide Hanım, istasyon hıncahınç dolu. Orada birkaç söz söylemek gerekecek. Bizim adımıza konuşursunuz, değil mi, dediğini hatırlıyorum Ne söyleyeceğimi pek bilemiyordum ama: — Merak etmeyin, konuşurum, diye cevap verdim. Oldukça heyecanlıydım. Burası, Millî Hareket’in Kâbesi’ydi.
"Gitsem de her yerde biraz vardır Hatırda zamansız bir plak Bir otel kapısı, biraz istasyon Vardır o seninle birlikte olmak Buluşur çok uzaktan ellerimiz Ve nasıl göz gözeyiz ansızın bir infilak."
Dördüncü Söz~Sözler
Namaz, ne kadar kıymettar ve mühim hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu, iki kere iki dört eder derecesinde kat'î anlamak istersen şu temsili hikâyeciğe bak, gör: Bir zaman bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, her birisine yirmi dört altın verip iki ay uzaklıkta has ve güzel bir
Namaz öyle ki olmazsa olmazımız olmalı, insanın ruhunu ferahlatan, daralan kalbini genişleten bir nefestir. Böyle bir bilet varken değerini bilip güzel işlerde harcayalım. :)Kitabı okudu
İstasyon mu, tren mi, yol mu, yolcu mu olmalı; kimsenin bilmediği gibi o da bilememişti.
Reklam
"Hachiko artık yaşlı degil ve artık yorgun da degil diye cevapladı artık kendisi de yaşlı ve biraz da yorgun olan Bay Yoshikawa. "Bede­nini bıraktı ama ruhu artık daha iyi bir yerde. "Gerçekten öyle mi düşünüyorsun? diye sordu Yasuo. "Sana ne düşündügümü söyleyecegim dedi istasyon Müdürü "ama geleneksellikten çok uzak hatta belki aptalca bile gelebilir. Bay Yoshikawa duraksadı ve tren istasyona yanaşırken bekledi. "Treni duyuyor musun?diye sordu. Yasuo başını salladı. Hayatım boyunca trenlerin arasında ol­dum' dedi Bay Yoshikawa ve iyi biri olma­yı başarabilenleri cennete taşıyan özel bir tren olduguna inanmaya başladım . Profesör Ueno geçtigimiz on yıl boyunca her gün sevgili Akita-ken'i trende mi diye bu özel treni karşıladı. Günler boyunca cennette Hachiko'nun dünyada Profesör'ü bekledigi gibi Hachi'yi bekledi. Ve bugün özel tren cennete vardığında ve kapılarını açtığında trenden dışarı adım atan ilk kişi Hachiko olacak. Sahibini tekrar görünce ne kadar mutlu olacagını düşün bir." Yasuo gülümsedi. Profesör'ün parmaklarını yalayacak ve sonra halkalar çizerek zıplaya­cak ve başını döndürecek." Bay Yoshikawa da gülümsedi ve gözyaşlarını sildi. 0nu çok özleyecegim." Yasuo başını salladı ve ıslak yanaklarını sil­di. Ben de öyle."
Sayfa 95 - Yakamoz Yayınları 2017 İstanbulKitabı okudu
Orhan Veli için
O olsa güniyle saatiyle söylerdi; tanışmamız galiba 1931 yılına düşer. Liseyi bir mektepte okuduk. Benden bir sınıf yukardaydı. Kimi derste kaçar, demiryoluna iner, ahşap istasyon binasında şiirden, tiyatrodan konuşurduk. «Sesimiz adındaki okul dergisine yazılar yazardık. Delikanlılığımızın hemen en güzel günleri bir arada geçti. İkimiz birden bir
Toplumumuz kadınlara öyle bir suçluluk aşılıyor ki, başkalarına duygusal hizmet veren bir istasyon görevi yapamadı ğımız için kendimizi suçlar hale geliyoruz.
Bütün büyük yaratıcılar çocuktu.Büyük âşıkların hepsi çocuktu.Dünya edebiyatını çocuklar yaratmıştı.Bütün ağıtları, şarkıları çocuklar söylemişti.Bütün bilim insanları merakını hiç yitirmemiş çocuklardı. Söyleşi,Betül Dünder İstasyon, Sayı 35, Ağustos 2023
Sayfa 70 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Bu durum, insan ruhu konusunda acayip düşünceleri olan bu mahalleye göre tam bir rezalet demekti. “İyi bir aile” çocuğunun -elinde zavallı bir diplomadan başka övünülecek şeyi olmasa bile- yirmi beş yaşına dek toplumun sırtından geçinmesini mahalleli çok doğal karşılar. “Ah, bizim istasyon şefinin oğlu, avukat olacak, göreceksiniz!” diyerek bundan sevinç duyar; efendilerinin sağlıklarına kadeh kaldırıp şampanya içtiğini gördüklerinde, neşeyle coşan ve “yaşa, varol!” diye bağıran seçmenler gibi, yoksulluk üstüne kurulmuş mutluluktan sarhoş olur. Ama bir kulübede doğmak bahtsızlığına uğramış bir çocuğun öğrenme isteğiyle yanıp tutuşmasını ve bu çocuğun yazgısına başkaldırmasını mahalleli hiç de hoş karşılamaz: “Hey ne oluyor!... Bu, neden böbürlenip duruyor böyle? Ne bildiğini sanıyor ki! Bunun da ötekilerden hiç farkı yok!” der
Sayfa 10 - Yeryüzü Yayınevi, Bilinmeyen
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.