" İstasyon bir boşluk , Çünkü bir yok bir var . Trenler çehreler , Ve gittin Dağ çöktü " 🍃
Yazmak elbette yalan söylemektir. Hiçbir yazı doğrunun ağırlığına yeğ tutulmaz. Ama taşralı kızların en tabii makyajıdır yazı. Bir istasyon memurunun saçlarını ağartan sessizlikler olur bazen. Duvarlara düşen gölgelere bakar yazılar. Her ikindi vakti yazının yarattığı bir sızıdır. En siyah renk yazıdır. Beyazdan da aktır bazen. Yazmak bomboş bir dükkândır müşterisi olmayan. Beyhude bir hayatın izini sürenler yazılarla karşılaşırlar. Aşk ise okunaksız bir alınyazısıdır çoğu zaman. Annemin söylediği her şeydir yazı ve babamın ömrümü dolduran suskunluklarıdır da. Yazmak gökyüzüne atılmış bir adımdır da gök her defasında boşa çıkar. Estetik bir öfkedir ve cennetteki sıkıntıdır yazmak. Cehenneme su damlasıdır...
Reklam
Son İstasyon~Umutsuzluk
Paul Tillich (1952) ise umutsuzluğu ‘son istasyon’ olarak betimler. Kimse onun daha ötesine gidemez. Orada artık gelecek görünmez, yokluk mutlak zaferini kazanmıştır. Umutsuzluğun acısı, varlığın farkında olarak yokluğun gücüne teslim olmasıyla belirir. Eğer anksiyete sadece kader ve ölüm anksiyetesi olsaydı iradi ölüm umutsuzluğu savuşturmaya yeterdi. O zaman gerekli olan olmamak cesareti olurdu. Ancak umutsuzluk aynı zamanda suç ve kınanma umutsuzluğudur, içimizde yaşanmadan bekleyen bir hayatın suçunu duyarız.
Hikâye Peşinde
İstasyon aynaları meşhurdur. İnsanı perişan gösterir.
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Radyoda değil,kalbimde neşeli bir istasyon arıyordu.."
Düşler ve tarih inilecek son istasyon Burdayım işte güzel bir yanlıştayım şimdi Beklemesini bilmiyor acelesi olan ve nedense Çekip gidiyorlar, kalanlar o kadar azız ki O kadar azız ki mutluluk bile bizden çok
Sayfa 18 - Burdayım SözümdeKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.