Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Reklam
Deneyimleyebileceğimiz en güzel ve en derin duygu bilinmeyeni hissetmektir. Gerçek bilimin gücü işte budur. Kendisini, bizim en yavan becerilerimizin ancak en ilkel biçimde oldukları zaman idrak edebilecekleri, en yüce bilgelik ve en muhteşem güzellik olarak göste- ren, kavrayamadığımız bir şeyin gerçekten var olduğunu bilmek - bu bilgi, bu duygu, gerçek dindarlığın çekirdeğinde işte bu bulunmaktadır. -Einstein
148 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Genel yorumlar
"Nesneler bir hayal olsun ya da olmasin fark etmez, ben de nihayet bir hayal sayılmam ve böyle bir durumda ben nasilsam nesneler de öyle demektir. Nesneleri sevimli ve el üstünde tutulmaya deger gösteren de işte budur: Onlarin da benim gibi olmalari. Bu yüzden sevebiliyorum onları. Ve gülecegin bir sey daha söyleyeyim sana: Sevgi, dostum
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037.9k okunma
"...ne var ki deha hiç kuşkusuz güzellikten daha uzun ömürlüdür. Hepimizin, kendimizi aşırı derecede eğitmek uğruna bunca zahmete katlanmamız da bundandır ya. Şu çılgın, kıran kırana yaşam savaşında hepimiz dayanıklı bir şeylere sahip olmak isteriz, bu yüzden de yaşam kavgasındaki yerimizden olmamak için kafamızı süprüntülerle, olgularla doldururuz. Eksiksiz bilgi sahibi adam: Çağdaş ideal işte budur. Eksiksiz bilgi sahibi adamın zihniyse ürkütücü bir şeydir. Elden düşme züccaciye satan bir dükkân gibi, baştan aşağı toz ve eciş bücüş nesneler, canavarlar. Her şeye gerçek değerinin üstünde fiyat konmuş. Evet, bana öyle geliyor ki, ilkin sen usanacaksın. Günlerden bir gün dostuna bakacaksın, çizgileri gözüne az mı buçuk ayarsız gözükecek ya da renginin tonunu beğenmeyeceksin ya da böyle bir şey işte. İçten içe onu acı acı kınayacaksın, onun sana karşı çok kötü davranmış olduğunu düşüneceksin. Kapına bir daha geldiğinde tümden soğuk, ilgisiz davranacaksın ona."
1552 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 58 days
Monte Cristo Kontu üzerine düşünsel çabalar...
*“Düşünceler ölmez efendim, bazen uykuya dalarlar ama uyumadan öncekinden daha güçlü bir şekilde uyanırlar. (s.130)”* 14 yıl suçsuz yere hüküm sürmüş ama neden suçlandığınızı bilmediğinizi düşünün. Ne hissederdiniz? Monte Kristo Kontu tam olarak bu konuya odaklanıyor. Romanın başkarakteri Edmond Dantes herkese güvenen, herkese iyi niyetle
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025.8k okunma
Reklam
15. Yûsuf'u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz de ona, "Andolsun, (senin Yûsuf olduğunun) farkında değillerken onların bu işlerini sen kendilerine haber vereceksin" diye vahyettik. 16. (Yûsuf'u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. 17. "Ey babamız! Biz yarışa girmiştik.
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Yani açıkçası bizler sürekli bilmeye ve öğrenmeye meraklıyız. Ancak bir şeyleri öğrenmek için yola çıkmadan önce o şeyi bilmenin getireceği sorumluluğu kaldırıp kaldıramayacağımızı sorgulamayız. Her yeni öğreneceğin bilginin kendine has ağır bir sorumluluğu var ve onu kaldıramadığın zaman o bilinçle gördüklerin seni rahatsız edebilir çünkü bilmeden önceki algılayış durumunuzda değerlerinize, ahlakınıza dokunan bir şey dokundurmuyordu ama onu öğrendikten sonra algılayışınız değişir ve sorumluluğunu kaldıramadığınızda çoğu zaman o gerçek bilgi sizi rahatsız eder. Mesela bir şeylerin farkında olan çoğu insan rahatsız oluyor çoğu şeyden ve huzuru bozuluyor. Bir şey öğrenmeden önce o şeyi bilmenin veya onun bilincinde olmanın getireceği sorumluluğu kaldırabilecek misiniz? işte asıl soru budur. Zira bilenle bilmeyen bir olmaz hiç ve bildiğiniz halde yaptığınızda bilmeden yapmanızdan daha çok eleştirinin hedefi olacaktır.
Rub u l Muhlikat
Allah ı bilen,Allah yaklaşan ,Allah için amel eden Allah a doğru say eden ve nihayet Allah katında olanları keşfeden kalbdir. Diğer uzuvlar kalbe tabi ve onun hizmetçileridir. Onlar,kalbin çalıştırdığı alet ve vasıtalardır. Masivalardan temizlendigi zaman, Allah a yaklaşıp saadete eren ve felah bulan bu kalb olduğu gibi,masivayı içine alıp
Reklam
“Ancak biri diğeri olmadan düşünülemez ya da daha çok, gerçek bilgelik ikisinin birleşmesidir. "İyi yapmak için iyi yargılamak," diyordu Descartes, bilgelik işte budur. Birileri düşünmek için daha yetenekli olur, ötekileri eylem için, bu mümkündür. Ancak hiçbir yetenek, bilgeliğe yetmez. Birileri görmeyi öğrenmelidir, ötekileri de istemeyi. Akıl yeterli olmaz. Kültür yeterli olmaz. Beceri yeterli olmaz. Aristoteles, "Bilgelik ne bir bilim, ne de bir teknik olabilir," diye belirtiyordu. Bilgelik gerçek ya da etkili olan şeyden çok, kendi ve diğerleri için iyi olan şeye dayanır. Bir bilgi mi? Şüphesiz. Ancak bu bir yaşam bilgisidir. Bu, bilgeliği, daha ziyade bir düşünce bilgisi olan felsefeden ayıran şeydir. Fakat felsefe, sadece bizi bilgeliğe yaklaştırdığı ölçüde anlamlıdır. Daha iyi yaşamak için daha iyi düşünmek söz konusudur”
Vicdanın tanımı olabilir mi?
“Üstelik, ötekinin niyetlerini, eksikliklerini veya hak ettiklerini kim bilebilir? Ahlaken kimse, eğer varsa Tanrı'dan ya da kendisinden başkası tarafından yargılanamaz ve bu da yeterli bir varoluştur. Bencil miydin? Alçak miydin? Başkasının zayıflığından, sıkıntısından, saflığından yararlandın mı? Yalan söyledin mi, çaldın mı, tecavüz ettin mi? Bunu sen biliyorsun ve kendi içinde kendin hakkında sahip olduğun bu bilgi, ki bunu bilinç olarak adlandırırız, var olan tek yargıçtır, en azından ahlaki olarak önem taşıyan tek yargıç. Bir dava mı? Bir para cezası mı? Bir hapis cezası mı? Bu yalnızca insanların adaletidir: Yalnızca hukuk ve polistir. Serbest olan kaç serseri var? Kaç cesur insan hapiste? Toplumla uyum içinde olabilirsin ve bu da hiç şüphesiz gereklidir. Fakat bu senin kendinle, kendi bilincinle uyumlu olmanı engellemez ve işte tek gerçek kural budur.”
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
890 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.