Gençliğinde seçim yapmak için çok erken olduğuna inanmış, şimdi ise değişmek için çok geç kaldığını düşünmüştü (s.57) aslında hepimiz öyle değil miyiz? Kafamızda plan projeler tasarlarız sonra da yarın yaparım deriz. Yarın olur bu seferde dün başlasam daha mı iyi olurdu deriz. Düne geri dönemeyeceğimizin hep farkındayız ama bu sözün arkasına
Sanal âlem değil yalan âlem denmeliymiş bence internete. Herkes yalan söylüyor çünkü, herkes. Hepimiz çok mutluyuz, çok eğleniyoruz. Ama en önemlisi birbirimizi çok seviyoruz.
insanoğlu, durduğu yerden tepkisizce dünyayı izlemez. Gerçekleştirmek istediği hayalleri, ulaşmak istediği amaçları, gönülden bağlı olduğu projeleri vardır. İşte bu yüzden, haklar ve ödevler hepimiz için kaçınılmazdır.
Mamak Askeri Cezaevi. Ön hücrelerin havalandırması. Görünen her şey, bir gün, beş gün, beş ay öncesinin aynı. Duvarlar, tel örgüler, karşıda tepesi görünen kel bir dağ bozuntusu, tutuklular, askerler, gardiyanlar, subaylar. Korkunç bir farklılık var ama bugün. Görülmeyen bir farklilik bu. Sadece duyulan ve duygularla algılanabilen bir
Hepimiz böyle mi yaşıyoruz? İki yaşam: dışavuran ideal ya- şam, bir de imgelemin egemen olduğu, gizlerimizi sakladığımız içsel yaşam.
İşin garibi, yolculuklarımı ne kadar uzattıysam o kadar uza- ğımda kaldılar. Tradescant yolculuklarını tamamlayabiliyor. Yol- culuklar zamanı güzel geçirmenin bir yolu ve de sonlar az ya da çok belli. Oysa ben yola
Geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
”olur öyle” dedi palyaço,
”herkes alçaktır biraz”
”otur ulan!” dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
”Rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
"Sema Kaygusuz’un Barbarın Kahkahası adlı romanı 2015 yılında yayınlandı. 2016 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’ne değer bulundu. İki kişi arasındaki sözlü sözsüz iletişimden toplumun geneline her alanda, bazen görmesek ya da gündelik yaşamın doğal bir parçası olarak kanıksayarak yaşasak bile, şiddet var. Bazen bakışlarımızla bile birbirimize
Cihan iki kutba ayrışmıştı. Muazzam ve ironik bir oyundu bu: Özgür dünyayla demir perdenin çekişmesi! Biz de inanmıştık. Fakat ülkemizi ne Amerika'nın uşağı yapmak istiyorduk, ne de Sovyetler'in uydusu. Biz üç kıtaya hükmetmiş Osmanlı’nın torunlarıydık. Tarih düşmanı solcular bile içten içe aynı gururu biz dogmatik sağcılarla paylaşıyorlardı. İşte bu sebepten hepimiz bağımsızlık düşüncesinde samimiydik.
Sayfa 50 - Ötüken Neşriyât, Dördüncü Basım: İstanbul-2019
Hepimiz kendimizi zihinsel gerçeklikler olarak tahayyül etmeye alışkınızdır başkalarını ise fiziksel gerçeklikler olarak görürüz; kendimizi başkalarının zihnini belli bir şekilde etkileyen basit fiziksel cisimler olarak kabul etmekte zorlanırız; aynı şekilde ötekileri de zihinsel gerçeklikler olarak görmemiz zordur; ama iş aşka ya da kavgaya geldi mi, işte ancak o zqman ötekilerden de tıpkı bizim gibi bir ruhu olduğunun bilincine varırız
"Hepimiz parlayan bir ay gibiyiz ama görünmeyen karanlık bir tarafımız da var."
-Halil Cibran
Kitabı gerçekten çok beğendim, her şeyiyle harikaydı. Okumaktan çok keyif aldım. Normalde 10 verecektim ama bir yıldızı az sonra spoiler kısmında bahsedeceğim sebepten dolayı kırdım yoksa 10 yıldızlık bir kitaptı bana göre. 3. kitabı okumak
Montaıgne, 16.yüzyılda yaşamış ünlü Fransız yazar. Deneme türü olarak ilk eseri çıkarıp, derleyendir aynı zamanda kendisi.
Bu eser, yazarın okuduğu, yaşadığı, görüp duyduğu bütün bilgi, tecrübelerin not alıp deneme oluşturduğudur.
**Montaigne, insan doğasının karmaşıklığını anlamaya çalışırken, okuyucuya da kendi iç dünyalarını keşfetme fırsatı
Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır, şu kötü. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk! Hepsi bir benim için. Şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça da, buna bile bakmamaya başladım. Ulan ister iyi, ister kötü olsun be! Hepsine acıyorum işte... Boş versem bile, bir insan gördün mü içim cız ediyor. Nah diyorum, bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor onun da tanrısı ve karşı tanrısı var, o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be... Hepimiz kurtların yiyeceği etiz...
Bütün canlılar yemek için birbirini gözler. Çürüme gıdadır. Dünyanın temizliği, ürkütücü. Etobur olan insan da bir gömücüdür. Yaşamımız ölümle biçimlenir. Dehşetengiz yasa işte budur. Hepimiz birer mezarız.
Almatı şehrine elli km. uzaklıktaki kurganlara doğru yola çıkıyoruz. Kurgan, eski Türk mezarlarına deniyor. Kurganlarda kazı çalışmalarına tanık oluyoruz. Henüz kazma değmemiş yirmiden fazla kurgan var bulunduğumuz alanda, sadece birinde kazı çalışması yapılıyor. Kazı ekibi geleneksel Kazak çadırında kalıyor. Kazı yapılan kurganı geziyorum. Küçük