SARHOŞ GEMİ Ölü sularından iniyordum nehirlerin Baktım yedekçilerim iplerimi bırakmış; Cırlak kızılderililer, nişan atmak için Hepsini soyup alaca direklere çakmış. Bana ne tayfalardan; umurumda değildi
Yalnızlık koleksiyoncusuyum ben. Ama hiç yalnız kalmadım, yalnızlık oldum hep. Beni hiç yalnız bırakmadı yalnızlıklarım. Çok terk ettim onları. Ama dönüp dolaşıp yine onları seçtim. Aslına bakarsan ne kazandığım yalnızlığa seviniyorum ne de kaybettiğim kalabalığa üzülüyorum. Tek başınayım ama hâlâ ayaktayım. Bir tek içimde sakladığım acılar, alnımdaki çizgilerden kendini ele veriyor o kadar. Acıyı çözdüm mesela. Onunla ayakta durabilmeyi... Acılardan kaçılmaz, biliyorum ama nasıl en az zararla çıkılır öğreniyor işte insan. Hayatın benden çaldıklarını hayattan çalıyorum şimdi. Acıya katlanmayı öğrendim de işte yine de bitmiyor içimin sızısı...
Reklam
Elinizde başka bir şey olmadı mı, neyiniz varsa onunla övünürsünüz işte. Hatta ne kadar az şeyiniz varsa, o kadar çok övünmek gereğini duyarsınız.
...Sana bu parayı veriyorum, çünkü beni artık mutlu eden pek bir şey yok, sadece sen varsın. Beni tanımanın sana acı ve hüzün getirdiğinin farkındayım. Umarım bir gün bana daha az öfkeli ve kırgın olduğunda sadece bu yaptığımdan başka yapacak bir şeyim olmadığını, bunun gerçekten iyi bir yaşama sahip olmana, benimle tanışmasaydın sahip olacağın hayattan daha iyi bir hayata sahip olmana yardımcı olacağını da anlarsın. ... İşte böyle. Kalbimde bir iz bıraktın Clark. Komik kıyafetlerin, kötü esprilerin ve en küçük bir duygunu bile saklamak konusundaki beceriksizliğinle odamdan içeri girdiğin ilk andan itibaren bende bir iz bıraktın. Sen benim hayatımı, bu paranın senin hayatını değiştireceğinden çok daha fazla değiştirdin. Beni o kadar sık düşünme. Seni sulu gözlü bir şekilde hatırlamak istemiyorum. Sadece iyi yaşa.
Sayfa 478Kitabı okudu
Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür; bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir…
Onu aradım ve ''Seni seviyorum.''dedim. ''Çarklar durdu,yargılama bitti. Hayatımda ilk kez çekip gitmek istemiyorum.''Şimdi bile utanıyorum söylediklerimden. Herkesin kalbinin çizildiği bir yer var. Orada görünmez bir duvara çarpıyorsun. Daha öteye gidemiyorsun.Bütün dünyan o çakıldığın yerden uzanabildiğin yere kadar oluyor artık. Bende o günlerde bir yerde çakıldım işte. Ama tam nerede bilemiyorum. Hiçbir zaman da bilemeyeceğim bunu.
Reklam
“Bahçede dalından koparılır koparılmaz yenen çiğ domates; basit duyguların bolluk ve verimlilik zirvesi, ağızda yayılan ve özünde bütün zevkleri birleştiren bir şelale. Gergin kabuğunun biraz veya tam gerektiği kadar direnmesi, ağızda eriyen eti, dudakların kenarından akan ve parmakları lekeleme endişesi olmadan elin tersiyle silinen o çekirdekli likör ve içimize doğan sellerini, şelalelerini boşaltan o kırmızı küçük yuvarlak; işte domates, işte yaşanası serüven” Sayfa 50
Bir an kayboldun gibi. Yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.