Spordaki milli başarıların sahiplenilmesinde bile kamplaşıp bölünen bir toplumun acilen bir terapiye, konuşabilecek insani nezaket ortamına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bir futbolcunun attığı gole başarı ile orantısız bir şekilde dağlar dolusu anlamlar yüklenmesinin, voleybol takımının başarısına alabildiğine çağdaşlık,başarının seküler aidiyet
Füsun Genç Bir çocuk şarkısı vardır. Belki bilirsiniz. Bir önceki gün oynamaya gelmemesinden endişe duyan arkadaşlarının “Küçük kız, küçük kız söyle bize neredeydin? Dün sabah bekledik oynamaya gelmedin.” sorusuyla başlayan. İşte benim çocukluğum o şarkıdaki küçük kızın bebeğine hayıflanmakla geçti. Zira küçük kızın cevabı benim için içler
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten....
al sana kaynak
Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.
fotograf
bazen eski bir fotograf karesinde vuku buluyor kalbinin en derinlerindeki ozlemler
uzun uzun, icli icli bakakaliyor insan
caresizce ve takatsizce bakakaliyor
eski guzellikleri goruyor, eskiden guzel gelmeyen
birini sevmek eskisi gibi sevilmezya hani bazen
bazen sadece seversin atesin buzu sevdigi gibi
ucup giden buharlarsa benligindir aslinda
hani ben yine de varim derdinya eskiden
sevdik kardesim ne var cozulmeyecek derdinya hani
onlar aklina geliyo iste, aslinda sevmek her seye cozum degilmis derken
o fotografa bakarken icleniyosun ama kimseye soyleyemedigin sessiz bir ciglik misali
kendinden dahi utaniyosun aklina geldikce
derin etinden zorla kopariliyor gibi hissettiriyo bu utanc sana
yine de asamiyorsun kendini, zihnini
ne kadar ugrasirsan ugras sagir birine bagiriyor misali kaliyosun
alfaben onunla basliyor sonunla bitiyor her daim
oguzhan
asla yapmam dediğin her şeyi bir bir yaptığında anlıyorsun yaşamın keskin köşeleri olmadığını. sen ne kadar hesap kitap da yapsan, o yine yapacağını yapıyor. çizdiğin sınırları ihlal ediyor. "buraya kadar" diyorsun, ötesine geçiyor. kitabı yok kuralı yok. akışta ne varsa o işte.