52. O hâlde, inkârcılara seslenerek de ki: “Bir düşünün; eğer bu kitap Allah tarafından gönderilmiş ise ve siz de aptalca bir inat uğruna onu inkâr ediyorsanız, o takdirde, apaçık gerçeklere sırt çevirerek derin bir çıkmaza saplanan sizin gibi inkârcılardan daha bedbaht ve daha sapık kim olabilir?”
İşte bunun içindir ki;
53. Elinizdeki bu Kur’an’ın Allah’tan gelen kesin ve tartışılmaz bir gerçek olduğu bütün insanlık tarafından açık ve net olarak anlaşılıncaya kadar, onlara hem dış dünyada, hem de kendi iç dünyalarında ayetlerimizi göstereceğiz. Kıyamete kadar bütün insanlar Allah’ın ayetlerinin işâret ettiği bireysel, toplumsal, tarihî, ekonomik ve siyasal gerçeklerin bir bir ortaya çıktığını hem kendi iç dünyalarında, hem Mekke’de, Harem’de hem de dış alemde, bütün dünyada apaçık görecekler. Çevrelerindeki hayatı daha yakından tanıyacaklar.
Böylece insanlık, hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde, Kur’an’ın insan ürünü bir kitap olmadığını anlayacaktır. Bu nasıl olur deme: Rabb’inin her an her şeye tanık olması yetmez mi?
Ama bütün bu apaçık delillere, apaçık mûcizelere rağmen yine de hakîkatten yüz çevirecek olurlarsa;