Sözünü dinlersem Kuşsütüyle besleyecekmiş beni. İstemem, eksik olsun kuşsütü.
Ne kadar gerçekçi bir tespit
Kendi gözümle görüyorum varlıklı kişilerin yoksul yaşamını; nasıl yaşadıklarını, neyi sevdiklerini, neye tutulduklarını çok iyi biliyorum. İstemem, eksik olsun böyle zenginlik! Dünyanın malını verseler değişmem şu anki duygularıma. İnsan değil, solucan bunlar. Yaşamın gerçek büyüklüğünden haberleri bile yok ...
Reklam
Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, Taklalar mı atmalıyım? İstemem! Eksik olsun! İstemem!
-Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene, 'Falanca bana geldi; filancayı gördüm...'diyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok. ... - ... Ama neyse, buna da şükür. Hiç olmazsa kafanı işletiyorsun, uyumuyorsun.
Sayfa 215 - Oblomov ve AndreyKitabı okudu
“Mays 1, 20 Galatasaray 1 Mayis' lar midemi bulandırıyor. İşçi bayramında isçilerden başka herkesin, güya işçiler için Taksime yürümeye çalışması ama o Sovyet afişlerindeki güçlü, kararlı, keskin bakışlı işçilere hiç benzemeyen göbegini kaşımaktan aciz, gül suyu esanslı ter kokan muadillerinin evlerinde, yürüyenlere sövmesini başka bir duyguyla ifade edemiyorum. Üst sınıflar solculuk oynar, popstar gazeteciler paşa dedelerinden kalma imtiyazlarin rahatlığında kitlelere akil verip şöhretlerinin tadını çıkarır, alt sınıflarca asla kendilerinin olmayacak servetlerin o "peygamber ahlakli" sahiplerine köpeklik yapar, sonra da bütün bu ikiyüzlülüğü, aşağılık cehaleti unutup 1 Mayis larda emegi yücelten söylevleri alkışlamam beklenir . İstemem, eksik olsun!” ― Hasan Hayyam Meric, Yeditepe Insanlari, p. 130
Sayfa 130Kitabı okudu
Falanca budalaymış, filanca aşağılıkmış, bilmem kim hırsızmış, bilmem kim gülünçmüş. Bu tüpedüz insanları arkasından vurmak. Bütün bunlar söylenirken birilerine sanki bakışlarıyla, "hele sen de bir dışarı çık, senin hakkında da neler söyleyeceğiz, görürsün!.." diyorlar. Mademki böyle, niçin buluşuyorlar? Bir temiz gülüş yok, Candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene, " falanca bana geldi, filanca'yı gördüm..." Diyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. benim oradan alacağım bir şey yok.
Sayfa 215 - Türkiye iş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
606 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.