Muhakkık årif, Allah'ı, O'nun mertebelerini ve dünya ve ahiret mertebelerindeki görünüşünü bildiği için daima O'nunla beraber durur, O'ndan başkasını görmez, O'ndan başka her şeyi ilahi tecelliler olarak görür, böylece o tecellilerden her birini kendi konumuna yerleştirir. Böylece o keşf türü hakkında bir istidrac olmaz, zira bu, Hakk'a dair o keşfle yetinen ve onu dünyada şöhret ve makám kazanma vesilesi yapan uzaklaştırılmışların halidir. Halbuki muhakkık arif Allah'tan başkasının varlığını bildiren yakınlık ve uzaklıktan mutlak olarak münezzehtir.
Hadiste şöyle rivayet edilmiştir: Masiyet işlemesine rağmen, Allah'ın bir kula istediği dünya nimetlerini verdiğini gördüğünde, bil ki o istidrâctır. İstidrâc: Allah, düşmanlarının cezalarını arttırıp ansızın cezalandırmak için derece derece nimetlerini arttırmasıdır.
Reklam
Keramet ilahi bir lütuf olmakla birlikte keramete mazhar olan veli kendisinden zuhur eden bu hâlin bir istidrac olmasından endişe eder ve korkar. Bir taraftan Allah'ın (c.c)’ın lütfuna mazhar olduğu için O’na hamdeder, daha da bağlanır; bir taraftan da bunun bir istidrac ve imtihan olma ihtimalini de unutmayarak kendisinden zuhur eden bu hâli ifşa etmez ve bu hâl sebebiyle insanların göstereceği teveccühün nefsini şımartabileceğini hesaba katar. Havf ve reca ortasında korku ve ümit ile kulluğa devam eder.
İstidrac hadisesinde, kul yaşadığı olağanüstü ve sıradışı olayları Allah’tan değil, kendinden bilir. Bu ise o gafilin büyüklenmesine, amelleri ile övünmesine ve kibirlenmesine neden olur. Kibirlenmesi ise, o kişiyi helâke sürükler ve götürür. Netice itibariyle istidrac, o kulun helâkinin sebebi olur.
Bir de istidrac denilen bir hadise vardır ki kişinin hakkı, istidadı ve kabiliyeti olmadığı hâlde çokça nimete mazhar olması ve bu sebeple küfür yahut isyanının devam etmesidir. İşte âsî kul, bu hâl üzere gitgide azaba yaklaştırılır. Zira kul yaşadığı olağanüstü ve sıradışı olayları Allah’tan değil, kendinden bilir.
En'am sûresi, âyet:44
Devamlı olarak günah işleyen birine ulu Allah'ın her istediğini verdiğini görünce biliniz ki , bu İstidrac'dır. Peygamberimiz sözlerinin burasında şu âyeti okudu: " Kendilerine yapılan uyarıları unutunca , üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik; kendilerine verilenlerle şımarınca da ansızın onları yakaladık ; birdenbire tüm umutlarını yitiriverdiler."
Reklam
Yaptığın Kötülüğe Pişman Ol Kaçırdığın İyiliklere İse Üzül!
Cemâleddîn Kürânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İran’da Küran’da doğdu. 768 (m. 1367)’de Mısır’da vefât etti. Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki: • “O esnada Allahü teâlâ ile huzûrda olmasan da, zikri terk etme! Çünkü zikir ettiğin hâlde O’ndan gâfil olman, zikir etmediğin zamanki gafletinden daha azdır. Umulur ki, böyle zikir, seni
İyiliklerinin karşılığı bu dünyada veriliyor ancak cezaları sürekli ahirete bırakılıyordur. Böyle birinden daha talihsiz kim olabilir. İşte buna 'istidraç' denilir. İstidraç, nimet görünümüne bürünmüş ilahi cezadır (Bk. Kalem, 44 - Araf, 182).
Sayfa 235Kitabı okudu
Veli, kerameti kendi istediği anda gösteremeyeceği gibi, bununla herhangi bir davayı ispata da kalkışmaz., Hatta büyükler, kendilerine ihsan edilen kerametleri halktan saklamaya çalışarak aslolanın istikamet olduğunu ifade ederler. Bazı kimselerin sihir nevinden gösterdikleri harikalara istidraç denilir ki bunun kerametle alakası yoktur. Keramete benzeyen bir başka şey de meûnettir. Bu, Allah'ın kendisine gazap ettiği kâfir kulunun bazan kendi arzusunun tersine bir harikanın ortaya çıkması halidir. Mesela yalancı peygamber Müseylimetülkezzâb, güya mucize göstermek için halkı başına toplayıp bir kuyunun içine tükürmüş. kuyunun suyu çoğalacağı yerde tamamen kurumuştur.
Sayfa 157 - Semerkand
İstidrac eseri olarak, müstebidane olan koca hükûmetlerinde, cesur orduların ve faal milletin kuvvetiyle vukua gelen terakkiyat ve iyilikler haksız olarak onlara isnad edilmesiyle binler adam kadar bir iktidar onların şahıslarında tevehhüm edilmeğe sebeb olur. Halbuki hakikaten ve kaideten, bir cemaatin hareketiyle vücuda gelen müsbet mehasin ve şeref ve ganîmet o cemaate taksim edilir ve efradına verilir. Ve seyyiat ve tahribat ve zayiat ise, reisinin tedbirsizliğine ve kusurlarına verilir. Meselâ: Bir tabur bir kal'ayı fethetse, ganîmet ve şeref süngülerine aittir. Ve menfî tedbirler ile zayiatlar olsa, kumandanlarına aittir. İşte hak ve hakikatın bu düstur-u esasiyesine bütün bütün muhalif olarak müsbet terakkiyat ve hasenat o müdhiş başlara ve menfî icraat ve seyyiat bîçare milletlerine verilmesiyle; nefret-i âmmeye lâyık olan o şahıslar, -istidrac cihetiyle- ehl-i gaflet tarafından bir muhabbet-i umumiyeye mazhar olurlar.
Reklam
Ehl-i tasavvuftan biri der ki, Allah’ın farz kıldığı ibadetlerden birini bile bile terk eden veya sünnetlerden birine bilerek uymayan şeyhi havada uçarken , denizde yürürken, ateş yerken veya daha başka olağanüstü davranışlar gösterirken görseniz, bütün bunlara rağmen adamın davasında yalancı olduğunu , gösterdiği olağanüstülüklerin “keramet” değil olsa olsa “istidrac” olduğunu biliniz.Allah böyle kimselerden cümlemizi korusun
‘’Okuyup beğendiği sözlerin kendisine bıraktığı müsbet intiba dolayısıyla ona karıştırılmış olan felsefecilerin batıl fikirlerini de hemen kabul etmekte bir mahzur görmez. İşte bu, batıla doğru bir nevi istidraç (yakınlaşma) dır. Bu felaketten dolayı o kitapları okumaktan halkı menetmek lazımdır. Çünkü içinde bulunan batıl fikirlerinden dolayı onları okumakta büyük mahzur vardır.’’
Sayfa 35 - Onur Kitap YayınlarıKitabı okudu
Bakara 15
Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: “Aziz ve celil olan Allah’ın bir kula, isyana devam ettiği halde sevdiği şeyleri verdiğini görürseniz, bilin ki bu Allah tarafından bir istidrâc yani derece derece azaba yaklaştırmaktır.” Sonra şu âyet-i kerîmeyi oku­du: “Kendilerine verilen öğüt ve yapılan uyarıları unutunca, bu defa üzerlerine bütün nimetlerin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilen nimetler yüzünden iyice şımardıkları sırada, onları ansızın yakalayıverdik de birdenbire bütün ümitlerini yitirdiler.” (En‘âm 6/44; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/145)
İstidraç, nimet görünümüne bürünmüş ilahi cezadır.
Sayfa 235Kitabı okudu
314 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.