Mehmet ILGIN
@istiklal
38 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
İsrail Çıbanı
Haritayı aç da bak, Ortadoğu kocaman,
Gözüne takılacak ortasında bir çıban.
Dün sözde mazlum idi, soykırımı yaşadı,
Bugün zalim kesildi, sivili kurşunladı.
Tüm dünyanın önünde, insan kanı döküyor,
Yürekler burkuluyor, kimse dur diyemiyor.
Birkaç Müslüman ülke, kınasa ne olacak?
Kınamakla İsrail, elbette durmayacak.
Kadir gecesi, bayram özellikle seçiyor,
En kutsal günlerinde Müslüman katlediyor.
Güvendiği ABD, şimdilik korusa da,
İsrail boğulacak, kendi döktüğü kanda.
Sabırla beklemek ..
Turnusol zamanlarda devlet de susar, izler.
Birileri de kafalarını kaldırıp adeta "buradayım" diye bağırırlar ..
Notunu almasa toplama zamanı kimleri alacağını nereden bilecek? ..
Okur Takip Önerileri
"Bugün vatandaşımız gelir dağılımını adaletli istiyor. Bugün vatandaşımız nimet kullananların biraz daha külfete katlanmasını külfet taşıyanların biraz daha nimete ulaşmasını istiyor. Bunu çözecekseniz nasıl çözeceksiniz. Bunu bu millete anlatın. Bu anlayış bu mantıkla yolsuzluk önlenmez. Bu mantık bu anlayışla bu sistem içerisinde adalet sağlanmaz. Hukuk sağlanmaz. Millet birlik içine getirilemez. Onun için mantığı değiştirmek adaleti sağlamak hukuku üstün kılmak önemlidir. Bu ülkenin dağlarında şehirlerinde büyük şehirlerde çeteler olmayacak, mafya olmayacak, cuntalar olmayacak ve herkes adalet karşısında eşit muamele görecek ve herkes üretecek herkes birlikte tüketecek. Herkes bu bayrak altında vatandaş olmanın hazzını taşıyacak. İşte iktidarlar bunun için vardır."
Muhsin Yazıcıoğlu
Herkesin algı düzeyi aynı değil.. Bazı insanların hatalarını anlamaları için aynaya ihtiyaçları vardır yani onlara aynen onların size davrandığı gibi davranmanız gerekir..
"Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar..."
Elisabeth Kübler-Ross
Kompleks ve egonun kapağını kaldırırsak acıyla karşılaşırız. Yüzleşilememiş ve doğru muamele edilip pişirilememiş acılar. Ham acılar.. Haliyle o acıları pişirip yutamayınca insan da "ham" kalıyor..
15 TEMMUZ
Altın nesil, ışık evi dediler,
Sözde nurla zihin perdelediler..
Abi abla hep kul hakkı yediler,
Haktan nasipsizdi mankurt adiler..
Soru çalıp Müslüman da oldular,
Haksız yere makamlar da aldılar..
Yetmeyince devlete göz diktiler,
İhanete susamıştı hainler..
Utanmadan meclis bombaladılar,
Çekinmeden halka ateş açtılar,
Bize değil ele uşak çaşıtlar,
Millet yumruğuyla afalladılar.
Memlekete ne fayda?
Kendi boştur geçmiş ile övünür,
Adı mümin kul hakkını sıyırır,
Bilgisizdir ama fikir savunur,
Bundan memlekete ne fayda gelir?
Gerçeğe gözü kör kulağı sağır,
Yanlışı bilir de görmezden gelir,
Vicdanın yerine cüzdanı tanır,
Söyle buna nasıl umut bağlanır?
Karakteri oturmamış uzanmış,
Sırta basıp makam mevki kazanmış,
Davası yok menfaate inanmış,
Memleket düzeltmek buna mı kalmış?
Çocukluğum
Ne güzeldi çocukluğum,
Bulutlar olurdu yastığım
Büyüdükçe tek gördüğüm
Eskiyi arar olduğum..
Sürüyle misketim vardı,
Parayla hiç işim yoktu,
Üstelik dostum da çoktu,
Şimdi dostun adı kaldı..
Empati
Ben güzel derim, sen çirkin,
Söyle ey gafil, benim gözümle görebilir misin?
Zahire takılırsın, batını yok sayarsın,
Bu zihniyetle sen ancak gördüğünle kalırsın..
Bu an gökte bir yıldız parçalanıp yok olsa,
Sen onu var görürsün, ışınları yolda ya!
Demek ki önemliymiş nereden, nasıl baktığın,
Gördüğünle yorumlasan da, yargılamaktan kaçın..
Kızıma
Ötükendir gözlerin,
Zaman durur bakınca.
Gülüşün ömre bedel,
En büyük huzur bana..
Iraktasın şimdi sen,
Lâhza, olur bir asır..
Gün gelip kavuşunca,
Ihlamur kokar şehir..
Nihayet bulur şiir..
Paranoya
Bu saatlerde hüzünlenirim ben,
Bu saatlerde toplanır bütün dertlerim.
Dinlerim o yapılmamış besteyi
Onunla çıkarım birçok anlamsız yolculuğa
Tam neşelenecekken paranoyalarım başlar,
Ve bir ses duyarım o an; “Gülme acısı çıkar’’
Artık dışarısı güneş olsa da kar etmez
İçimdeki kara bulutlar santim ışık geçirmez.
Kurşun Değil
Söz uçar yazı kalır derler, yalan!
Söz vardır çıkmaz aklından.
Gün gelir yaralar derinden,
Kurşun değil, bir çift söz.
Bazen dedikodun olur,
Nerede olsan gelir bulur.
Dikkat et sırtından vurur,
Kurşun değil, bir çift söz.
Söz olur güldürür seni,
Söz olur kızdırır seni.
Ölüm fermanın olur,
Kurşun değil bir çift söz.
Yolcu
Bekleme yolcu! Bu yoldan kimseler geçmez,
Sebebin olur bu yollar bırak inadı
Bu yola baş koydum demek kâr etmez
Bu yol senin gibi ne başlar aldı…
Bitmeyen Şiir
Bitmeyen şiiri yazıyorum,
Bir yandan da hayatı dinliyorum.
Elimde bir bardak çay her yudumda aynı tat…
Ve daha sıkı sarılıyorum hayata, geçen yıllara inat.
Bir çocuk görüyorum, oyuncağı alınmış,
Boynu bükülmüş, umutları çalınmış.
Diren diyorum çocuk, umutla bak yaşama,
Her yağmurun ardında bir gökkuşağı ara.
Mehmet ILGIN
SENİ DÜŞÜNÜYORUM
Yine gözlerim doluyor;
Niye mi? Çünkü o gün aklıma geliyor
Hani bırakıp gitmiştin ya beni; o günden beri yüreğim yanıyor
Nereye baksam sen! Sesin hala kulaklarımda
Dilimde tespih oldu ikimizin şarkısı, çırpınıyor dudaklarımda.
Sensizlik bir kor gibi yakıyor sinemi
Seni düşündükçe derinlere dalıyorum,
Daldıkça kaybediyorum kendimi
Sen benim sığınacak tek limanımdın
Beni sensizlik denizinde boğulmaktan kurtarmıştın
Madem ellerinle batıracaktın,
Söyler misin beni neden kurtardın..?
Gör
Dostun kim olduğunu,
Bir kez olsun düş de gör.
Çok candan bulduğunu,
Bir de küstüğünde gör.
Ağam paşam diyenin,
Karşında eğilenin,
Bol methiye düzenin,
Bir de gıybetini gör.
Sanma sanadır sözüm,
Hep kendime öğüdüm.
Hayat öğretir gülüm,
Öğrencisi ol da gör.
Susuyorum
Cevapsız sorular ağrıtmakta başımı,
“Yaşamak” dedikleri artırıyor kahrımı.
Kaynadıkça eksilir dünya kazanında su,
Hangi uğraş arındırır bendeki köhne ruhu?
Sanki biliyorum da anlatamıyorum,
Bâtının zahirinde körebe oynuyorum.
Bir balığım çektiğim su içinde susuzluk,
Bilmiyorum nedendir dibe vuran bu mutsuzluk.
Susuyorum,
Dalıyorum,
Adeta eriyorum.
Durgunum,
Bekliyorum,
Ve fakat koşuyorum..
Mehmet ILGIN
Uykuyla dinlenmeyecek kadar yorgunum artık.
| John Steinbeck
Gitme
Beni kaç kere öldüreceksin?
Söyle; daha kaç kere ağlayacağım?
Artık yeter! Kurudu göz pınarlarım.
Sana söylüyorum sana,
Dur! Bu sefer gitme ne olur.
Sen de biliyorsun ki;
Kaçıp gitmek kolay, yüzleşmek zordur.
Hadi gel, sakin kafayla bir konuşalım.
Sen bilmezsin sensizliği,
Hele bırak elindekileri, otur anlatayım.
Hani sana ‘canım’ derdim ya,
İşte bu; ben eksi canım eşittir ölüm.
Büyüdük
En güzel gülüşler çocukluğumuzda kaldı.
Taşıyamadık bugüne saflığı, doğallığı…
Her şeye sahiptik bir avuç çamurdan, bir ağaç dalından da olsa.
Ve bir süpürgeden at yapıp binmek kadar kolaydı mutluluk..
Mutluluk
Mutluluk nerede?
Belki, bir çocuğun tebessümünde,
Belki, bir annenin kucağında,
Belki, de dostlarının yanında.
Bunu kim bilebilir ki?
Değişken değil midir bu duygu?
Bazen, cebinde paradır mutluluk.
Bazen, sevdiklerinin yanında olmak,
Bazen de hayal aleminde yaşamak.
Kimi zaman bir hayvanı beslemektir.
Kimi zaman birinin yolunu gözlemek,
Kimi zaman da mutluluğu izlemek..