“Eski zamanlarda bir dağın yamacında iyi ve akıllı bir maymun kral, diğer yamacında da şeytan yaşarmış.
Kralın çok yaşlı ama çok da akıllı üç danışman maymunu varmış. İnançlarına göre öbür yamaçta yaşayan şeytanı gören ve sesini duyanlar sonsuza kadar lanetlenip taş kesilir, maymun krallığı da felakete uğrarmış.
Bu üç danışman maymun bir gün kralları için tepede nadide çiçekler ararlarken çalıların arasında bir hışırtı duymuşlar. Merakla çalıları aralayıp baktıklarında şeytanla yüz yüze gelmişler.
Şeytan çirkin sesiyle çığlıklar atmaya başlamış. Maymunlardan birincisi görmemek için gözlerini kapamış ama şeytanın sesini duymuş.
İkincisi kulaklarını kapamış ama o da şeytanı görmüş. Üçüncüsü ise hiçbir şey yapamamış, şeytanı hem görmüş hem de sesini işitmiş, bu ölümcül sırdan kimseye bahsetmemek için hemen ağzını kapamış.
Kalplerinin taşlaşacağını bilerek ormanda dalları yere değen bir söğüt ağacının altına gizlenmişler.”
Biz onları üç maymun olarak bilsek de aslında her birinin bir adı var: 🙈 Mizaru (görme), 🙉 Kikazaru (duyma) ve 🙊 İwazaru (konuşma).
Batı’da üç maymun “göz yummak” anlamında kullanılsa da aslında efsanenin doğduğu yerde, yani Japon geleneğinde apayrı bir anlam taşıyor.