Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Reklam
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Annenin evladına olan sevgisine dair....Canım Anneme ve tüm Annelere.. Seni.bir hücreden yaşamaya layık bir canlı haline getiren benim. Seni ıstırapların en büyüğüyle doğurdum; sevinçlerin en büyüğüyle kollarıma aldım. Sana ilk davranışı, ilk gülüşü, ilk bakışı, ilk heceyi ben öğrettim. Seni karşılıksız, menfaatsiz, tertemiz ilk ben sevdim. Sana
RABBİM'e MEKTUP: Rabb'im! Bu yaşıma kadar senin istediğin gibi yaşadım. Küçük yaşımda kuranı hatim ettim. Diğer dini kitapları okudum. Kendimi geliştirdim. Namaz kıldım, oruç tuttum, zekatımı verdim. Sırf sen günah dedin diye elim kız eline değmedi bu güne kadar. Hakkı söyle dedin, en zor yerlerde, doğruyu söyleyenlerin katledildiği coğrafyada
Sakın korkma Yitirme umudunu Küsme dünyana Bıkma yaşamaktan İsyan etme yaşananlara Kırma kimseleri Sadece dua et,sabır et ve izle Bir yerlerden yemyeşil bir dal beliriverir İşte o umuttur İşte o mucizedir,mucizendir Hani nerede ben göremiyorum da deme Gözlerinden evvel kalbinle bakman gerek. ----------
Reklam
Ümit Yaşar OĞUZCAN - Sahibini Arayan Mektuplar- 4.Mektup
Senden hiç ayrılmamak vardı. Zamanı durdurmak, bütün saatleri parçalamak vardı. İsyan içindeydim. Neydi bu çaresizlik? Bizi çepeçevre saran bu dört duvar neydi? Bir ara tanrıyı düşündüm, peygamberleri, dinleri, kitapları düşündüm. boş inançlarımız mıydı çaresizliği yaratan? O bizim eserimiz miydi? Öyleyse neden bizden büyüktü, güçlüydü? Bunca yıl neyi aramış, kimi özlemiştim? Madem ki benim olmayacaktın, neden seni karşıma çıkardılar? Kim yaptı bunu? Bu kötülükler kimin eseri? Tanrının işi yok da bizi mi görsün? Öyleyse kime inanacağız? O kitaplar ki sabırdan bahsediyor. Ama ne kadar? Nereye kadar? O dinler ki duadan bahsediyor. Kime, niçin ve ne zaman? O peygamberler hiç sevmediler mi? Ben sana inanıyorum kitaplara değil. Ben seni istiyorum. Dua değil. Sabır değil. ...
Sadece beş dakika ayırın lütfen...Alıntı
Ey Türk evladı..Ben Aliya İzzetbegoviç!... Sevgili okurlar.. Bu bir tarihi mektup...
Diyanet Aylık Dergi-Din, Kimlik ve Yabancılaşma- 2016/ Mart
Yabancılaşma, sabır, tevekkül, teslimiyet, rıza, kanaat, şükür gibi insani erdemleri unutmak, yerine isyan ve nankörlüğü seçmektir.
386 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.