Sadiye Erol Aykaç
Hayat; doğumla başlayan ve ölümle biten bir serüven.. bazen bize güzellikleri tattırır bazense Rabbimizden bize verilen imtihanları.. imtihanlar; eğer sabır gösterir tevekkül edersen sana güzelliklerin gösterileceği ama isyan eder şikayet edersen ise sana ne kadar yük olduğunu gösteren imtihanlar. Bir çok hikayenin yer aldığı ama en önemlisi en değerlisi bir evliyanın bir Allah Dostunun o muazzam hikayesi.. tertemiz doğumla başlayan ve o kadar şeye rağmen temiz kalanın hikayesi. Allah'a adanmışlığın, keskin zekanın, ferasetin, ilmin, ihlasın hikayesi.. ve en önemlisi bir mücadelenin hikayesi.. ölümle son bulur ama her ölen ölmüş mü olur.? Hayır eserleriyle geriye bıraktıklarıyla yaşar işte Rabbani alimin, yenileyici zâtın ve dönemin müceddi olan İmamı Rabbani hazretlerinin ders verir niteliğinde olan hikayesi.. okurken içimize sindirerek okumayı Rabbim bizlere nasip eylesin. Ve böyle bir eser yazan yazarımızdan da Rabbim razı olsun..
ArzuhâlSadiye Erol Aykaç · Nesil Yayınları · 20211,039 okunma
Neyin ne zaman olacağını sadece Allah bilir. Şems,
“Sabır ne kadar Allah’tansa, acele de o kadar şeytandan-
dır...” derken acele etmenin sadece şeytana uymak değil
zamanı yaratana da isyan olduğunu belirtir: Acele, şey-
tan işidir. Acele edenler, suretten başka bir şey göremez-
ler. Çünkü onlar, hep görünüşe bakarlar ve sureti görür-
ler. Günahlarından dolayı da mağfiret dilemezler.”
Cevap verdi: Üç hususta sabredilir:
a) Allah'a itaatte sabır.
b) Günah işlememek ve Allah'a isyan etmemekte sabır.
c) Bu dünyanın başına açtığı belâ ve musibetlere karşı sabır.
İnsanlar derdi, tasayı, ilişki, para ve sağlık sorunlarını bela olarak görüyor. Oysa bunlar ikramdır, nimettir. Kulu Allah'a sabır yolu ile dost eder. Sen asıl küfre düşersen kork. Asıl tehlikeli olan isyan ve küfürdür.
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Allah (cc) El-Hakîm'dir, O'nun her takdirinde bir hikmet vardır. Bizler, takdirin hikmetini anlamaya çalışırız. Anlayabilirsek Allah'a hamdederiz. Anlayamazsak teslim olur ve "Mutlaka bu işte bir hayır vardır." deriz; çünkü Rabbimizi O'nun güzel isimleriyle tanırız. O'nun, kullarına düşman olmadığını, kötülük
"... Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca verilir." (39/Zümer, 10)
Şu bir gerçektir ki mümin, her ân imtihan olmaktadır. Dünyaya geliş amacı da budur zaten. Onun imtihan esnasında iki şeye ihtiyacı vardır: sabır ve şükür; çünkü o ya nimetle ya da bela ve musibetle sınanmaktadır. Sabır ve şükürden mahrum olanlar imtihanlarla yıpranır, iman ve ahlaklarını eskitirler. Ya musibetlerle Allah'a (cc) isyan eder ya da nimetlerle Allah'a karşı azgınlaşırlar. Ya Allah'ın rahmetinden ümit keser ya da nimeti başa kakıp zalimleşirler... Bundan dolayı kendisine sabır bahşedilene dinin yarısı verilmiştir. Rabbine ne kadar hamdetse azdır.
Rivâyet edildiğine göre: Yusuf Aleyhisselam hazine vekilliğine getirilip memleketin seçkini olan on iki bin kişilik Bir Kafile ile yolculuğa çıktığı sırada,Aziz'in karısı (Züleyha) onun yoluna çıkarak.
"İsyan sebebi ile hükümdarları köle, itaatleri sebebiyle de köleleri Kral yapan Allah'ı tesbih ve takdis ederim. Muhakkak ki hırs ve arzular Kralları köle yapar.Müfsitlerin cezası budur. Sabır ve takva ise köleleri Kral yapar." dedi.
Yusuf Aleyhisselam ise Allah'ın haber verdiği üzere şöyle dedi.
" Kim Allah'tan korkar ve sabrederse, Şüphesiz Allah güzel davrananların mükafatını zayi etmez."
(Yusuf.12/90)
Ben kadınım
Hani şu bildiğiniz,
Ve de bilmediğiniz,
Kimi şeytan,kimi melek
Kimi çiçek
Kimi koyun
Etinden,sütünden,derisinden
Al nakışlı gömlek edip giyindiğiniz.