"İçindeki coşkuyu öldüren biri mucizeler yaratabilir mi?"
BİLİYOR MUSUNUZ? “1923TE TÜRKİYE’DE; Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu. Traktör sıfırdı, karas...aban’dı. 5 bin köyde sığır vebası vardı. Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu. İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon
Reklam
392 syf.
7/10 puan verdi
Romana başladığınız zaman bir anda İtalyancanın saldırısına uğruyorsunuz. Unvanlar, romanın geçtiği dönemin ve o dönemdeki Ferrara'nın tasvirlerinde yer alan tabirler, isimler... Bir süreyi bu İtalyanca kelimelerin yerini yurdunu kafanızda oturtmaya ayırıyorsunuz ve o arada da direk bodoslama giriş yapılan hikayeyi gözünüzde şekillendirmeye
Düşesin Zaferi
Düşesin ZaferiElizabeth Loupas · Feniks Kitap · 201120 okunma
"Öğretmenlerin hepsi böyledir" diye düşünürdü. Sınıflarda karşılarına dizilen ve onları dinlemek zorunda olan dinleyici kitlesine öylesine alışıktırlar ki anlattıklarının en ince ayrıntılarına kadar kavranabilmesi için gereğinden uzun konuşurlar, konuları tüm yönleriyle açıklamaktan hiç kaçınmazlar."
"İnsanlar böyle güzel davranmayı nereden öğrenirler? diye sordu Harry. - Herhalde başlarına aynı şey gelse başkalarının kendilerine nasıl davranmalarını istediklerini düşünerek..."
"Eğer kendine gülebiliyorsa, kendine bile bile kötülük yapılmasını alaya alabiliyorsa kendine acımıyor demekti."
Reklam
"Son zamanlarda ölmüş de onlar sanki bir şey olmamışçasına yaşamaya devam ediyorlarmış gibi geliyordu."
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bazen olayların akışını takip etmede zorlandım. Ve biraz saçma biraz etkileyiciydi. Garip bir ikilem farkındayım ama roman sanki iki öyküden oluşuyor gibi geldi bana başlarda. Beni en etkileyen kismi da sevdiği adam kendini sevmesede ülkesini bırakıp o adamın evlenip cocuk sahibi olduğu evin karşısında oturan kadındı.
İtalyanca Aşk Başkadır
İtalyanca Aşk BaşkadırMaeve Binchy · Doğan Kitap · 20133,132 okunma
Ölü bir fotoğraf makinesi gibi değil, bir sarhoş şarkısı, bir deli sayıklaması verimi gibi de değil, olanı olduğu gibi gören canlı bir insan kafası gibi, bir “ruhlar mühendisi” ne benzeyen kitapları severim. Bence büyük sanat kitaplarını, sahicileri sahtelerden ayıran hususiyet şudur: Olanı durgun, taş kesilmiş olarak değil, olanı olduğu gibi,
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.