...
Çünkü kalbim kalbimden başka nereye kaçıp sığınabilirdim? Kendimden başka kaçacağım bir yer olabilir mi? Kendimin peşine düşmeden nereye gidebilirim?
..
Çünkü ışığa sırtımı dönmüştüm, senin
aydınlattığın şeylere ise yüzümü. Bu yüzden ışıkla aydınlandığını gördüğüm şeyleri seyrederken yüzüm karanlıkta kalıyordu.
..
Ama seni aradığım zamanlarda peki ben neredeydim? Sen benim gözlerimin önümdeydin, bense kendimi terk etmiştim ve kendimi bile bulamıyordum, seni bulmak şöyle dursun.
..
Kibirliler seni bulamaz, yıldızları ve kumları sayacak kadar, takımyıldızların yörüngelerini ölçecek ve yıldızların yollarının izinden gidecek kadar meraklı ve yetenekli olsalar da.
"İtiraflar can alırdı bazen, sen yarana uzanan her neşteri doktorlar mı vuruyor sanıyordun? Kanamanı durdurup kesiği diker mi sanıyordun? Bir lafı, sen söylediğinde silahın emniyeti kapanıyorken, bir adam ağzına sürdüğünde kurşun da atılabilirdi bazen. Sen, namlu sana dönük değildi diye kurşun sana saplanmaz mı zannediyordun? Tenini yarmaz, etini parçalamaz, kanını akıtmaz mı zannediyordun?
Kelimeler de kurşun olabilirdi bazen. Sen yaran görünür değil diye, vurulmadın mı sanıyordun? "
“Hakikatten yayılan ışığı seviyorlar, ama o ışık kendi yanılgılarını ortaya çıkardı mı ondan nefret ediyorlar. Çünkü aldatılmak istemiyorlar, aldatmak istiyorlar.”
“Hakikatten yayılan ışığı seviyorlar, ama o ışık kendi yanılgılarını ortaya çıkardı mı ondan nefret ediyorlar. Çünkü aldatılmak istemiyorlar, aldatmak istiyorlar.”
Augustinus | İtiraflar
“Hakikatten yayılan ışığı seviyorlar, ama o ışık kendi yanılgılarını ortaya çıkardı mı ondan nefret ediyorlar. Çünkü aldatılmak istemiyorlar, aldatmak istiyorlar.”