Bir insan için itirafta bulunmak oldukça zor olsa gerek. Hele ki kendi hayatımız söz konusu olunca. Tam da buna uygun olarak Stefan Zweig'in "Amok Koşucusu" adlı kitabında geçen sevdiğim bir alıntıyı sizler ile paylaşmak isterim:
"Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz."
Kalbimin can attığı zevklerden henüz hiçbirini doyasıya tadamadan, bütün gücüyle ruhumda yaşadığını duyduğum halde fırsat ve imkansızlıklar yüzünden orada sıkışıp kalan ve ancak ahlarımla dışarı çıkabilen o coşkun heyecanlara kanmak şöyle dursun, hatta yaklaşamadan ömrüm sona eriyormuş gibi geliyor.
İtiraflar 2.Cilt, Jean-Jacques Rousseau
"Dostluk hayallerinden uyandım, yaşamayı sevdiren her şeyle ilgimi kestim; hiçbir şey gözümde yok. Hayatı sadece kötülüklerle, dertlerle dolu buluyor, varlığımın tadına varamıyorum.Hür olacağım anın hasretini çekiyorum.