"Sen 'hayatım' dediğin şeysin, sen parçacıkların rastlantı sonucu bir araya gelmesinden oluşan geçici bir şeysin. Bu parçacıkların karşılıklı etkileşimleri ve değişimleri sende 'hayatım' dediğin şeyi oluşturmaktadır. Parçacıklar bir süre daha bir arada kalacak, sonra bunlar arasındaki etkileşim duracak ve senin 'hayat' dediğin şeyin de, sorularının da bir sonu gelmiş olacak. Sen rastlantısal olarak bir şeyin küçük bir parçasısın. O küçük parça mayalanmakta. Küçük parça bu mayalanmaya 'hayat' adını veriyor. Parça bütünden kopacak, mayalanma ve bütün sorular son bulacak."
Bir insanın kim olduğunu anlayabilmesi için önce birbirlerini anlamayan, kendi gibi insanlardan oluşan bütün o gizemli insanlığı anlaması gerekmektedir.
"Niçin yaşayayım? Niçin herhangi bir şeye karşı bir istek duyayım? Niçin herhangi bir şey yapayım? Hayatımın beni bekleyen kaçınılmaz ölümün yok etmeyeceği bir anlam var mı?"
Dünya hayatı, herhangi bir iradeye göre gerçekleşmektedir. Biri, dünyanın bu hayatıyla ve bizim hayatlarımızla kendine özgü bir eser gerçekleştirmektedir. Bu iradenin anlamını kavrama umuduna sahip olmak istiyorsak, her şeyden önce onu yerine getirmek, bizden isteneni yapmak zorundayız. Eğer benden isteneni yapmazsam, bu durumda benden istenen şeyi asla kavrayamam.