Deniz

Buyurgan toplum "ahlakın kendisine" değil, ruhsal varlığın bozukluklarına bağlıdır; bu bozuklukların amacı, cinsel ahlakı bireylerin beynine çakmaktır ve bütün buyurgan toplumların toplu ruhsal temelini oluşturan bu zihinsel yapıyı yaratırlar.
Reklam
Öyle sözcükler vardır ki, diğerlerinin arasına gizlenmiş, taşa benzerler. Onlara öyle özel bir aşinalığınız da yoktur, oysa. Bir anda sahip olduğunuz hayatı, hem de tümünü birden bir gün allak bullak ederler, hem zayıf yönlerini, hem de güçlü yönlerini... İşte o zaman da paniğe kapılırsınız... çığ düşmüştür tepenize... Duyguların üzerinde sallanırsınız, öylesine, idam sehpasında gibi ... bir kasırgadır bu, gelip geçmiştir, dayanamayacağınız kadar güçlü, o kadar şiddetlidir ki bu, sırf duygulardan yola çıkarak böyle bir şeyin olabileceğine asla inanmazdınız...
Sayfa 497 - YkyKitabı okudu
Sonuçta varoluşun neden olduğu en büyük yorgunluk belki de insanın yirmi yıl, kırk yıl boyunca, hatta daha bile uzun süre, aklı başında kalmak için harcadığı o olağanüstü çabadır, basitçe, derinden kendi, yani tiksindirici, dehşetengiz, saçma olmamak uğruna.
Sayfa 427 - YkyKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Zamanımız böylelerine hayran işte, böyle günün türküsünü çağıranlara! Gösterişler, kırıtmalar altında köpüğe benzer boş bir beyin. Bununla en parlak, en ince görüşlü insanların ağzından girip burnundan çıkmayı becerirler. Oysa içlerini yoklarsanız, bir üfürmede su kabarcıkları gibi patlayıverir neleri varsa.
Sayfa 157Kitabı okudu
Kim dayanabilir zamanın kırbacına? Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine, Sevgisinin kepaze edilmesine, Kanunların bu kadar yavaş Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine. Kötülere kul olmasına iyi insanın Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Reklam
Reklam
Reklam