Beylerbeyi

Beylerbeyi
@ittihaditurkiye
çiftdüşün
Kasaba, köy ve şehirlerde rastladığımız kervansarayların benzerleri İstanbul'da pek çok. Zira, Hristiyan memleketlerde olduğu gibi yabancıların ve yolcuların para karşılığında gidip kalacakları, yiyip içecekleri han, otel ve benzeri binalar yok buralarda. Kervansaraylar padişahındır. Paşalar, beyler ve varlıklı kimseler tarafından yaptırılan cami, hamam, şifahane gibi müesseseler için bu kervansaraylar vakıf olarak yaptırılıyor. Ayrıca İstanbul'da padişah tarafından çok büyük ve çok güzel bir kervansaray yaptırılmış. Burada üç gün hiçbir şey ödemeden kalınabiliyor, yeniliyor, içiliyor. Türkiye'de bizim Hristiyan aleminde olduğu gibi başkalarının evinde kalınmaz. Zaten evler de buna göre yapılmamış. Hristiyanlar adet olduğu üzere hemşehrilik görevi veya şehir idaresinin gereği olarak şehre ait bir bina da yok. Türklerde birbirlerine karşı samimi ve dürüst bir itimat da mevcut olmadığından, bir kimse gidip arkadaşının evinde kalamaz. Zaten toplanıp bir arada vakit geçirmeye de mezun değiller.
Sayfa 58 - KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 885Kitabı okuyor
Reklam
Yıl 1553, 2024'te değişen tek şey bu evlerin tek katlı olmadığı.
Türkler zaten yeni bina yapmıyorlar. Eski güzel binaları da iyi muhafaza etmemişler. Eski, harap surlar içindeki hemen hemen bütün evler kötü malzeme ile yapılmış tek katlı yapılardır.
Sayfa 57 - KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 885Kitabı okuyor
Safevi, kendi memleketini terkedip içlere çekilirken her tarafı yıkıp yakıyor, halkını başka yere naklediyor. Neticede Türkler gelince fazla bir şey bulamıyorlar. Persler esirleri Türkler gibi azad etmiyor veya satmıyorlarmış. Hepsini öldürüyorlarmış. Macaristan'a gerektiğinde bütün asker isteyerek yola koyuluyor. Fakat İran bahis konusu olunca sızlanmalar başlıyor. Zira İran seferinde teçhizat tedarik edebilmek için neleri varsa satmak zorunda kalıyorlar. Ayrıca gidenlerin de yarısı geri dönmüyor. Orada ya ölüyorlar, yahur sakatlanıyorlar. İran seferinde ayakları donup kesildiği için yerlerde sürünen pek çok insan görülüyor.
Sayfa 53 - KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 885Kitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İMAM HANEFİ MİDYEYİ BİZE HARAM KILDI KURAN MI HAKLI HANEFİ Mİ. MAİDE(96)
Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avı ve onu yemek helal kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz müddetçe size haram edilmiştir. Huzurunda toplanacağınız Allah´tan korkun.
Sayfa 75 - Pusula Yayın DağıtımKitabı okuyor
KURANDA ABDEST MAİDE(6)
Ey iman edenler, namaza kalkacağınız vakit, yüzlerinizi, dirseklere kadar; ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip topuklara kadar ayaklarınızı (yıkayın). Eğer cünüpseniz tastamam yıkanın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz veya biriniz hacet yerinden gelmişse ya da kadınlara dokunmuş olup da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin, niyetle o topraktan ellerinize ve yüzlerinize sürün. Allah´ın muradı sizi sıkıntıya koşmak değildir; fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz.
Sayfa 67 - Pusula Yayın DağıtımKitabı okuyor
Reklam
ALİ İMRAN(7) Şeyhe şıha ihtiyacım yok! Olanları görüyorüm
Sana bu kitabı indiren O´dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te´vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te´vilini Allah´dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, «Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır.» derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez.
Sayfa 36 - Pusula Yayın DağıtımKitabı okuyor
Faiz'in haram ile bilgilendirildiği ayet
Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, «alışveriş de faiz gibidir» demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah´a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır.
Sayfa 33 - Pusula Yayın DağıtımKitabı okuyor
İçinizden vefat edip de geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. İddet (bekleme) sürelerini bitirdikleri zaman, artık kendileri hakkında meşru bir şekilde yapacakları hareketten size bir günah yoktur. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Sayfa 29 - Pusula Yayın DağıtımKitabı okuyor
Dikkatimi çekti
Müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın. Bir müşrik kadın, sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş olan bir cariye herhalde ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâh ettirmeyin. Bir müşrik, sizin hoşunuza gitse bile, mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır.
Sayfa 27 - Pusula Yayın DağıtımKitabı okuyor
Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için «Bu Allah katındandır.» derler. Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!..
Sayfa 13 - Pusula Yayın DağıtımKitabı okuyor
Reklam
Belki bir insan hayatı zamanın fırınında ateşe attığımız bir kâğıt kadar çabuk yanıyor. Belki hayat, hakikaten bazı filozofların dediği gibi, gülünç bir oyundur. Tam bir ümitsizlik içinde bir yığın karar kılıklı tereddüt ve küçük, ümitsiz savunmalardır, hatta hülyadır. Ama, gerçekten yaşamış bir insanın ömrü yine mühim bir şeydir. Çünkü ne kadar gülünç olursa olsun, biz yine hayatı tam inkâr edemiyo- ruz. Onda kafamızın vehimleri olsa bile, iyi, kötü diye kıymetler anıyoruz. Aşka, ihtirasa yer veriyoruz. Sanatkârcasına yaşamanın, küçük hesap ve israflarda kaybolmanın farklarını buluyoruz.
Sayfa 133 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
‘’ Gitse, diyordu; ne olur, bıraksa ve gitse… Gelişi o kadar ani oldu ki, kendi kendime kalmağa ihtiyacım var. Ne sanıyor beni, dalaştığı arkadaşlarından biri miyim? ‘’
Sayfa 122 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Hayat bizimdir; ona istediğimiz şekli vereceğiz. Ve o şeklini alır- ken, kendi şarkısını yapacak. Fakat fikre, sanata hiç karışmayaca- ğız! Onları hür bırakacağız. Çünkü, onlar hürriyet, mutlak hürriyet isterler. Masal bir anda, biz istiyoruz diye teşekkül etmez. O haya- tın içinden fışkırır. Hele mazi ile bağlarımızı kesmek, garba kendi- mizi kapatmak! Asla! Ne zannediyorsunuz bizi! Biz şarkın en klasik zevkli milletiyiz. Her şey bizden bir devam istiyor.
Sayfa 99 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
“ Güya Ada’dayım! Ve o da burada… ne kadar birbirimizden uzağız… aynı evde, ayrı ayrı odalarda olsak yine netice aynı olacak…’’
Sayfa 98 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Böyle olması bir bakıma rahattı; çünkü üç şeyi düşünmek, hiçbir şey düşünmemekti. En korkuncu üçünün birden birleşmesi, içinde acayip, mustarip, muzlim ve biçimsiz terkiplerini kurmasıydı.
Sayfa 50 - Dergah YayınlarıKitabı yarım bıraktı
351 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.