İyi akşamlar
Dünya ölümlü, gün akşamlıydı.
Sonra gittin. Birlikte kışlıkları naftalinleyecektik. Söz vermiştim unutmayacaktım gözlerini Bir yeşil fanila gibi ipte, alıp ütüleyecektim. Herkese iyi akşamlar demeyi öğretecektim gözlerine. Sonra gittin. Çocuk oldum bir daha, ağladım. Kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı. Kitaplar, aşk, her şey. Her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım. Keşke nane şeker gibi mentollü bir buluttan doğaydım Sonra gittin. Beyaz bir küf büyüdü evde, tersten yağan kar gibi. Keşke dünya toz şekeri ile kaplı olsaydı. Çocuk oldum sonra ağladım, yağmur bile beni ayıpladı. Söz dedim, söz verdim. Yüzüme bir daha çiçekli masa örtüleri sermeyeceğim. Sokakta kuş ölüsü bulmuş çocuk gibi ağladım. Söz dedim, söz verdim. Ruhumu gömdüğüm yer hâlâ belli. Güneşi özledim, sonra seni Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.
Reklam
Sonra gittin. Birlikte kışlıkları naftalinleyecektik. Söz vermiştim unutmayacaktım gözlerini Bir yeşil fanila gibi ipte, alıp ütüleyecektim. Herkese iyi akşamlar demeyi öğretecektim gözlerine. Sonra gittin. Çocuk oldum bir daha, ağladım. Kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı. Kitaplar, aşk, her şey. Her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım. Keşke nane şeker gibi mentollü bir buluttan doğaydım Sonra gittin. Beyaz bir küf büyüdü evde, tersten yağan kar gibi. Keşke dünya toz şekeri ile kaplı olsaydı. Çocuk oldum sonra ağladım, yağmur bile beni ayıpladı. Söz dedim, söz verdim. Ruhumu gömdüğüm yer hala belli. Güneşi özledim, sonra seni Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım
"İyi akşamlar." dedi Küçük Prens. "İyi akşamlar." diye karşılık verdi yılan. "Acaba, şu anda hangi gezegendeyim?"diye sordu Küçük Prens. " Dünya'dasın. Burası Afrika." "Hımmm... Demek Dünya'dasın hiç insan yok." "Dünya çok büyün bir yer. Burası çöl. Çöllerde insanlar olmaz."
Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel!
Varlığın sırları saklı senden, benden Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin ne ben Bizimki perde arkasında dedikodu Bir indi mi perde, ne sen kalırsın ne ben. Dün geldi nedir aradığın? dedi bana "Bensem ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak Ben senim, sen ben arayıp durma boşuna. Önce kendine gel sonra meyhaneye Kalender ol da gir kalenderhaneye Bu yol kendini yenmişlerin yoludur Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye. Sâki yüzün Cemşit'in kadehinden güzel Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel Işık saçıyor ayağını bastığın toprak Bir zerresi yüz binlerce güneşten güzel Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok
-Mahallemdeki Akşamlar İçin Lied-
Kımıldanır mahallemin daralan ruhu Basma perdelerimde gün batarken. Atıp saatler süren uykusunu Odama uzanır akasyam pencereden. Kırmızı uzak damlarda bir serinleme, Uyanır gündüz uykusundan evler, Kapılarda işleri ellerinde Kadınlar giyinip kocalarını bekler. İyi insanların ruhudur yakınlaşır, Takunya sesleri gelir evlerden, Yalnız bu dem rahat bir dünya taşır Bin mihnet dolu kafasında yorgun beden. Her şeyin geliş saatidir akşam Mahallede ömürler akşamüstü başlar; Hepsi burda buluşmaya gelir akşam, Başka dünyalardan ayaklar, başlar. 1937 (Varlık, 1.12.1951)
Sayfa 180 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
135 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.