Allah kimseyi düşürmesin diyelim öncelikle. Ama Düşersek de tutunduğumuz yürekler İnşaAllah hep vefâlı, vicdanlı, merhametli olur.
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû ..
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Her ne kadar dini kitap olmasa da düstur üzere böyle başlıyoruz yorumlara hep. Çizgimizi bozmayalım.. ☻
En
Her bir yetişkinin kökeninde en iyi olma arzusu onu “sürekli uğraşın” içinde bırakır ama en sonunda bu mutsuzluğa katkıda bulunmaktan başka bir şey değildir, o son her zaman zaman gençliği ve umudu vurur.
Eğer olup bitenleri doğru anlıyorsanız, hisleriniz de normal seyredecektir. Ama algılarınız saptırılmış ve çarpıtılmışsa, duygusal tepkiniz de anormal olacaktır.
Bu kitabı küfür etmeden anlatmak çok zor. Julia Quinn’i eğer anadolu çomarları 20 yıl bi odaya kapatıp işkenceyle bu kitabı yazdırmadıysa bu kitabı yazmanın herhangi bir mantıklı açıklaması yok. Bu kadar kadın düşmanı, iğrenç, tiksindirici bir kitap daha okumadım. Sözde “ana karakter Anthony” korku romanının kötü adamı mı, romantik bir kitapta ana
"Zaman insanı olduğundan farklı birine dönüştürmez. İnsanı olduğundan farklı birine dönüştüren tek şey sevgidir."
Merhabalar,
Paulo Coelho'dan yine harika bir kitap okumuş bulunuyorum. Sevgiyi, hoşgörüyü, empatiyi o kadar güzel ve içten anlatmış ki kalemine bir kez daha hayran kaldım. Merakımdan kendimi durduramadım ve bir kitabın daha
Ah o hâl, sefil günahkârlar için ne büyük bir ıstıraplı hâldir, arkadaşın arkadaştan, çocukların anne babadan, kocaların karılarından kaçtığı! Zavallı günahkâr bu dünya hayatında sevdiklerinden, belki de dindarlıklarıyla alay ettikleri kişilerden, ona öğüt veren ve onu doğru yola götürmeye çalışanlardan, iyi bir ağabeyden, candan bir kız kardeşten, onu çok seven ana babasından medet umar. Ama iş işten geçmiştir artık. İyiler, artık herkesin gözünde iğrenç ve kötü varlıklarıyla duran bu sefil, lanetli ruhlardan yüz çevirirler. Ev münafıklar, ey kabirlerinin dışı ak, içi kara olanlar, ey ruhu bataklığa batmışken dünyaya riyakârlıkla gülümseyenler, o korkunç günde hesabı nasıl vereceksiniz?
Homo sapiens, memeli bir hayvan türüdür. Bu türün bireyleri olarak bizi diğer hayvanlardan ayıran özelliğimiz karmaşık düşünebilme yeteneğimizdir. Türlü araç gereç kullanma yeteneği, kunduz, fare, fil, karınca gibi hayvanlarda da vardır. Ayrıca sorun çözmedeki beceri de başka hayvanlarda denk geldiğimiz bir özelliktir. Bizi diğer hayvanlardan
Kitap yazarın kitabın karakterlerinden biri olan Ethem'e ithaf etmesiyle başlıyor aslında, Ethem'in öyküsüyle değil. Aklıma daha bu ithafı okurken Anna Karenina geldi istemsizce. Tolstoy'un rüyalarına girmiş, kendi acısınının hesabını soran Anna Karenina gibi, Ethem de aklına takılmış Şermin Yaşar'ın. Aslında bu iki cümlelik
Ama buradaydı işte, onunla planlar yapıyor, ona sözler veriyor ve duygularından bahsediyordu.
Nasıl bir şeyin içine giriyordu böyle? Kendini fren- lemeli ve önce şu borç meselesini halletmeliydi. Tam o anda Clay'in dudakları onunkilere yapışmış, tutkulu bir şekilde onu öpmeye başlamıştı. Kemiklerini titreşti- ren, kanına şarkılar söyleten bu öpücükle, bütün o frenler, borçlar, belalar yok oluvermiş, Clay'e karşı duyduğu arzu vücudunu işgal altına almıştı.
Clay onu kucakladı ve yukarıya, yatak odasına gö- türerek yatağının üzerine bıraktı. Bu sefer kravatlar, bağlar, sert hareketler yoktu. Gerçi onlar da Julia'nın hoşuna gitmişti.
Şimdi ise Clay, onu yatağına yatırmış, baştan aşağı öpmeye başlamıştı. Dudaklarının her dokunuşuyla Julia eridikçe eriyordu. Hem dokunuşlarından hem de kalbinin, Clay ile birlikte bir gelecekleri olabileceğine dair umutla çarpmasından titriyordu. Birbirlerine o kadar iyi gelebilirlerdi ki aslında. Julia bacaklarını onun etrafına dolarken Clay de acele etmeden yavaşça girdi bu sefer içine, her anın tadını sonuna kadar çıka- rarak, sakin ve huzurla sevişiyorlardı.