KISKANÇ HAN VE TATAR GÜZELİ
Kıskanç Han ve Tatar Güzeli [Benim Adım Kırmızı’dan] Bir zamanlar Herat’ın kuzeyindeki dağlardaki kalesinde nakşa ve resme meraklı bir genç han yaşamış. Haremindeki kadınlardan yalnızca birini severmiş bu han. Deli gibi sevdiği bu güzeller güzeli Tatar kızı da Han’a âşıkmış. Sabahlara kadar terleye terleye öyle çok sevişirlermiş ve öyle
Sayfa 20 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
192 syf.
·
Puan vermedi
Konusundan kaçmak isteyip Dili,üslubu kurgusu ile elimden bırakamadığım,çok katmanlı,bol metaforlu,doyurucu,etkileyici,nitelikli,düşündüren ve bir süre etkisinden çıkamadığım edebi bir kitap. Kötülüğü umutsuzluğu hissettirerek okuru içine alan,Varoluşsal sorunlarla boğuşan insanların,toplum içinde çoğu kez görmezden,bilmezden geldiğimiz çabucak
Balık Boğulması
Balık BoğulmasıBora Abdo · Doğan Kitap · 201727 okunma
Reklam
ROMEO Konuşuyor. Ey parlak melek, konuş yine! Sen göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye; Cennetin kanatlı ulağısın başımın üstünde, Tıpkı ölümlülerin hayretle açılan gözlerine göründüğün gibi. Tembel bulutlara binip uçarken o havanın kucağında, Onu seyreden insanlar gibi hayranlıkla Öylece bakıyorum ben sana. JULİET Ah, Romeo,
Aşk-ı Memnu!
Rénée [üvey anne] Gülüyor, Maxime'i [üvey oğlu] göğsüne bastırıyor, dudaklarından öpüyordu. O sırada, bir gürültü işitip başlarını çevirdiler. Saccard [koca] kapının önünde ayakta duruyordu. Müthiş bir sessizlik oldu. Renée kollarını Maxime'in boynundan yavaş yavaş ayırdı; başını eğmiyor, ölü gözleri gibi sabit, iri gözlerini kocasından
Sayfa 304 - /315 Yordam EdebiyatKitabı okudu
420 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.