Ahmaklığın Bilincinde Olmak
Ah, insan! İçsel çatışmaların bir derya, fırsatlarınsa boğulmaktan korktuğun sular. Hayatın bize sunduğu o anlık parıltıları, neden değerlendiremeyiz? İşte, bu sorunun cevabını ararken, kendimizi karanlık bir labirentte buluruz. Özgüven eksikliği, başarısızlık korkusu, değişimden korkma ve mevcut duruma alışmış olma gibi faktörler, bu labirentin
akan gözyaşı kurur.
o unutamadığın, artık hatırlamadığın olur.
hayal dediklerin gözünün önüne gelir, yaşantın olur.
olmaz dersin, tanıdığın biri yabancı olur.
yabancı, birden "kalbin" olur.
dün düştüğün yer, bugün dik yürümene sebep olur.
sonra düştüğün yerin adı, "iyi ki yaşamışım." olur.
kızarak yaşarsın ama...
"neden ben?" diyen isyanların,
seni sen yapmaya vesile olur.
şimdi hayat kötü diyorsun.
bir gün aniden güzel olur,
sana tüm kötülükleri unutturur..
Ortaya karışık:)))
___________________________________
Erkekler davrandıkları gibi, kadınlarsa göründükleri gibidirler.
Erkekler kadınları seyrederler. Kadınlarsa seyredilişlerini seyrederler. Bu durum, yalnız erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkileri değil, kadınların kendileriyle ilişkilerini de belirler.
Kadının içindeki gözlemci erkek,
Sen gel bu ülkemin başbakanı ol.
Ben çekeyim altına sen koltuğa kurul
Masanda her gün okuyacağın kağıtlar
Şikayetçi mektuplarını sen üzülmeyesin diye göstermediğim.
Hep iyi gelecek şeyler yazarım sana
Bodrum katı satıp üstüne kredi çekerim
Bir mütevazi saray da senin içi yaparım
Neredesin neredeyim
Üzerinden metro geçer mi yoksa izbe bir yer
Hep seni düşünürüm...
Mesela sen de sever misin denizi benim kadar?
Kahveyi sade ama şekerli mi içersin?
En sevdiğin film hangisi ki yada film müziği?
En çok hangi renktir vazgeçilmezin?
Korkuların?
Vardır mutlaka...
Sen de korkar mısın, sevdiklerinden benim gibi?
Ya bir gün en yabancı onlar olurlarsa diye?
Hangi meyve seni en çok