Seni düşünmek,
Uçurumun kıyısında yürümek gibi
Her yer uçsuz bucaksız,
Ayaklarım yere basmaz,
Başım bulutlarda gezer oldu
Kalbim pır pır...
Korksaydım düşmekten
Nasıl hissederdim seni,
Bu kargaşanın, bu acımasızlığın, bu hoyratlığın içinde biz, birbirine sığınan iki çaresiz insanız. İşte bu cümleyi duyunca sen geldin aklıma. İyiki sana rastlamışım iyiki varsın…
YENİ YAŞIM
Baharın ilk gününde çiçeklerin boy verdiği ilk saate
Toprağa bir Cemre düştü
Adı baharın yirmi birinci günüydü adı şiir di
Adı Nevruz du adı yaşam dı mutluluktu
Adı küllerinden yeniden varolmaktı adı bendim
Arkadaş ortamına gir demek kolaydı terapiste göre, öyle olmuyordu ama onlar gezi muhabbeti yapıyor mesela aynı yerleri sen de gezmissin ama eğlenmemişsin hiç onların gördüklerini görmemişsin. o kendi arabasıyla ehliyetiyle gezmiş sen ailenin aşk meyvesi olarak gezdirilmissin, her defasında da kavga gürültü. mesela o filmden konuşuyor üzerine bin espri yapıyor sen sadece yalnızlıktan yemek yerken izlemissin, kitaptan bahsediyor senin dikkatini çeken yer onun komiğine gidiyor, bütünüyle gülünç ve zavallisin. Beraber dışarı çıkıyorsunuz onlar oyunlar oynuyor sen ilk defa oynuyorsun üzerine geliyor sonra zibilyon akrabalarından ve muhteşem anılarından bahsediyorlar. Sen 10 yaşında aslında ebeveyninin kardeşi olduğunu öğreniyor ve bir kere kavganın ortasında gördüğün anıdan ibaret akrabalarının ara sıra duyduğun dedikodulariyla yetiniyorsun. Susuyorsun. Yine garipsiyorlar. Espri yapamıyorsun çünkü komik gelmiyor sana acı veriyor ve sen yüklü duygularımla hayata devam ediyorsun. Ders konuşuyoruz, filanin sigaradan kalınlaşmış sesi seni baskiliyor. Onu. Kadar soruya cevap versen de e sen de katıl biraz diye ezikleniyorsun. Ona da iyiki geldin napcaktik sen olmasan diyorlar. Kıyafet konuşuluyor, onlar is kıyafeti seçerken sen bı türlü kurtulamadığın o sevimsiz tesettür kıyafetlerinden bir tane daha eklemek istemiyorsun alisamadigin diğer kıyafetlere de tereddütle yaklaşıyorsun.
Karanlıklar alemindeydim, kalabalıklar içinde yanlız haldeydim. Ne bir dost ne bir ses yoktu bir lahza nefes dahi.
Kan oldın can oldun Dua oldun dost oldun, berabr bir çay içecek dert ortağı oldun Allah'a cc gönderilen ses oldun dua ile elçi oldun.
Artık umudum var gücümde. İyiki geldin iyiki sahurda ve iftarda arkadaş oldun.
Nerde o eski Ramazanlar deme
Boş lakırtılara itibar etme
Sakın ha yiyip içip zai etme
Bugün var iken yarın yitip gitme
Gel gel ey nefs şeytanın yolundan gitme
Allah'tan gayrısından ittifat bekleme
İyiki varsın...
Sen benim soğuk ve karanlık
bin gecede hayalimsin, gün
ışığınde İlham perim ve ruhumun dilediği tek şeysin...
Nefesimsin...
Aldığım, ama vermeye kıyamadığımsın...
Benim adım en güzel senin sesinde şekillendi sanki...
Bilemezsin gülüşün bende kaç bahar eder...
Ne halim varsa sen ol, ben yanlızca seni göreyim...
İyiki hayatıma girdin
Hoş geldin
Hiç gitme
Nasıl yorumlayabilir sıradan bir okur senin kitabını bilemedim Mihail. Ne kadar sade, yalın ve muhteşem bir kitap!
Malesef pazara denk geldin ve bir günde okudum bitirdim, sonsuza kadar sürsün isterdim.. hiç bitmesin sende hep benimle kal… Sanırım beni de garip bir şekilde kendine hayran bıraktın zalim Peçorin..!
‘Şu İskoç şairi, kitabının