ben bir gün giderim ki neyim kalır
eksik bıraktığım her şeyim kalır
yaz günü kim ister ki öldüğünü
eksik bıraktığım her şeyim kalır
yaşamam bir beyazlık gibi sanki
eksik bıraktığım her şeyim kalır
genişlerim dağılırım beyazım
ben bir gün giderim ki neyim kalır
ben bir gün giderim ki ey diri at
elbette benim de bir şeyim kalır
ben bir gün giderim ki neyim kalır
eksik braktığım her şeyim kalır
yaz günü kim ister ki öldüğünü
eksik braktğım her şeyim kalır
yaşamam bir beyazlık gibi sanki
eksik braktığım her şeyim kalr
genişlerim dağılırım beyazım
ben bir gün giderim ki neyim kalır
ben bir gün giderim ki ey diri at
elbette benim de bir şeyim kalır
Geniş zamanla kurulan kesinlikle ifade etmemesine rağmen kesinlik varmış gibi algılanan sloganvari cümleleri neden çok severiz?
Bir süredir dikkatimi çeken bir durum var özellikle kitap temelli platformlar ve sosyal medya sitelerinde gerek bir kitap alıntısı, gerek bir durum ya da motivasyon bazen de olumsuz bir durumu ifade eden birçok cümle
ben bir gün giderim ki neyim kalır
eksik bıraktığım her şeyim kalır
yaz günü kim ister ki öldüğünü
eksik bıraktığım her şeyim kalır
yaşamam bir beyazlık gibi sanki
eksik bıraktığım her şeyim kalır
genişlerim dağılırım beyazım
ben bir gün giderim ki neyim kalır
ben bir gün giderim ki ey diri at
elbette benim de bir şeyim kalır
NOT: Montaigne'in hayatı hakkındaki incelemem:
#83445002
Önsözde, insanların, zor günlerinde Montaigne'den destek aldıkları vurgulanmış ve buna verilen örneklerden en göze çarpanı ise 1910'da evini terk edip Astapovo garına giden Tolstoy'un yanında, Montaigne'in Denemeler'i olduğu bilgisidir. Bunun nedeni, Montaigne'in