Yine de, kendi-için vardır. Ne ise o olmayan ve ne değilse o olan varlık vasfıyla da olsa, kendi-için vardır diyeceğiz. Kendi-için vardır, çünkü içtenliği başansızlığa sürükleyecek engeller ne olursa olsun, en azından içtenliğin projesi tasarlanabilirdir. Kendi-için, "11. Philippe vardı" dediğimizde ve "dostum Pierre vardır, varolmaktadır" dediğimizde kastettiğimiz anlamda, bir olay vasfıyla vardır; Pierre kendisinin seçmemiş olduğu bir koşulda beliren biri olarak, "1842 yılının Fransız burjuvası" olarak vardır, Schmitt ise " 1870 yılının Berlinli işçisi idi", o dünyaya atılmış olarak, bir "durum" içine bırakılmış olarak vardır; saf bir olumsallık hali olarak, dünyanın tüm diğer şeyleri için, şu duvar, şu ağaç, şu fincan için geçerli olan kökensel soru onun için de geçerlidir: "Bu varlık neden başka türlü değil de böyle?" O, temelini kendisinin oluşturmadığı bir şeyi, dünyadaki mevcudiyetini, kendinde banndıran olarak vardır.