Gazze’nin dar sokaklarında, çadırların alevler içinde kaldığı o gece, halkın dramı bir kez daha gözler önüne serildi. Çocukların çığlıkları, geceyi yırtan bir feryat haline geldi. Onların can çekişen bedenleri, savaşın ve ihmalkarlığın acı bir simgesi oldu.
Çadırlar, birer birer alev alırken, anneler babalar umutsuzca çocuklarını kurtarmaya çalıştı. Ama ateş, acımasızca her şeyi yuttu. Küçük bedenler, karanlıkta ışık arayan kelebekler gibi, alevlerin içinde kayboldu.
Bu trajedi, Gazze’nin yüreğinde derin bir iz bıraktı. Çocukların ölümü, sadece bir haber başlığı değil, insanlığın vicdanında bir yara oldu. Onların hayatları, savaşın ve yoksulluğun gölgesinde geçti ve sonları, bir çadır yangınında son buldu.
Gazze’deki bu çocuklar, dünyanın unuttuğu masumlar. Onların hikayeleri, sık sık göz ardı edilse de, onların acıları gerçek. Onlar, savaşın ortasında büyümek zorunda kalan ve son nefeslerini yangının kıskacında veren çocuklar.