SANDIĞIN KİŞİ DEĞİLSİN
Sandığın Kişi Değilsin kitabının yorumuyla sizlerleyim. Kitabın konusu ancak filmler de ya da kitaplarda karşılaşabilceğimiz tür bir olayı ele alıyor. Kusursuz işlenmiş kurgusu ve yalın bir anlatım sayesinde kitabı elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.
Sandığın Kişi Değilsin kitabından bahsedecek olursam; Kimberly Leamy, 30 yaşında fotoğrafçılık ile ilgili TAFE'de ders veriyor. Stephen King'in korku kitaplarını okumayı çok seviyor. Kimberly bir gün cafe de otururken, masasına kendini James Finn olarak tanıtan bir adam geliyor. James, Kimberly'e bir fotoğraf gösteriyor. Fotoğrafta iki üç yaşlarında küçük bir kız çocuğunun doğum gününde çekinmiş.
Bu fotoğraftaki kız çocuğunun adı Sammy Went. Sammy, doğumum gununden 3 gün sonra kayboldu. Manson'daki evinden kaçırılmış. Polis çocuğu kaçıran kişi ya da kişilere dair bir iz bulamadı, fidye mektubu vs de yok. James olan biteni Kimberly'e anlattı. Sonrasında ise bu fotoğraftaki kayıp kızın Kimberly olduğunu iddia etti. Kimberly duydukları karşısında donup kaldı. James'in anlattıkları sarmıştı Kimberly'e.
Gerçek olabilir mi?
Yıllardır onu büyüten ailesi Kimberly'e yalan söylemiş olabilir mi?
Kimberly, şimdi ne yapacak James ile gerçeği aramak için yola çıkacak mı?
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın dostlar
#okudumbitti #kitapyorumu #gerilimokuyorum #bookstagram #kesfet #erdeminkitapligi #sandığınkişideğilsin #christianwhite #aprilyayıncılık #sayfa313