Adına ve kapağına vurulup almıştım.Tahmin etmediğim kadar güçlü bir hikayeyle karşılaştım.Bir roman böyle basit bir anlatımla, nasıl bu kadar sürükleyici hale getirilir anlatamam. Herkese tavsiye edeceğim bir kitap.
''Yaşamın her şeyi kapsaması gibi, Yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla...''
Pek alışık olmadığım bir şekilde hislerim henüz tazeyken yazmak istedim bu kitabın incelemesini. Daha doğrusu hislerimi. Tarif etmekte zorlandığım hislerimi.. Ne desem nereden başlasam yine bilemiyorum. Fantastik bir kurgu romanından çok daha ötede bir yerde benim için Harry Potter serisi. Her kitapta yaratılan bambaşka bir olay ve yazarın her
Filmini en beğendiğim kitap. Müthiş soru işaretleri oluştu kafamda, son kitabı o kadar çok merak ediyorum ki.. Kitaba dair söylenecek çok şey var gibi ama yeni bitirmiş olmanın şoku var üzerimde. Şunu söylemeliyim ki bu kitapta en etkilendiğim şey Dumbledore-Harry ilişkisiydi. Birbirlerine neredeyse 2-3 kuşak ötede olmalarına rağmen duydukları sonsuz güven.. Dumbledore'un şefkati.. Bu kitabın böyle bitmesi beni fena yaraladı. Ha birde filmde daha çok öne çıktığını düşündüğüm Draco Malfoy'un çaresizliği.. Cümlelerimi cidden tamamlayamıyorum :( Tek söyleyebileceğim bu kitap bir insan olsaydı, bitirdiğimde uzun uzun sarılırdım.
Zweig.. Nasıl bu kadar güzel anlatıp, tüm duyguları içimizde hissetmemizi sağlayabiliyorsun? Ruh halimden dolay olduğunu düşündüğüm bir tıkanma yaşasam da, kitap etkileyiciydi. Başka ne desem bilemiyorum.. 9/10
İyi bir insan olmak korkunç olabilir. Tanrı ne ister? Tanrı iyilik mi ister yoksa iyi olma seçeneğini mi? Kötülüğü seçen bir insan, kendine iyilik dayatılmış bir insandan bazı açılardan üstün olabilir mi?