150 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, Adın Yazıldı Mücevher Taşa!
Falih Rıfkı Atay
Falih Rıfkı Atay
etkinliği kapsamında yapacağım ikinci incelemem olacak. Etkinlik için Link: ->> #27899814 Babanız Atatürk kitabı ile Atatürk’ü yeniden okumaya var mısınız? Kronolojik biyografi incelemesi yapacağım, biraz uzun olacak ama unuttuğumuz bazı bilgileri hatırlamamıza yardımcı olacak.
Babanız Atatürk
Babanız AtatürkFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2023678 okunma
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa!
Punta'da bayram vardı… Yunan ordusu pasaport'tan karaya çıkmış, İzmir metropoliti Hrisostomos etekleri zil çala çala koşmuş, haçıyla takdis edip, “evlatlarım, ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız” diyerek yere kapanmış, toprağımıza ilk ayak basan Yunan albayının çizmelerini öpüyordu. * Aniden, uzun boylu, siyah takım
Reklam
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 17 hours
Ya hiç doğmamış olmak veya hiç unutulmamak isterdim. François-René de Chateaubriand ______ Bu cildin başında, M. Kemal'in, bir komutanın nasıl davranması gerektiği yönünde birtakım yazıları bulunuyor. Buna bir örnek olması bakımından şunu aktarıyorum: "Verilen emirlerin gerekçesini söylemek yoktur. Bu, kumandanın nüfuzunu azaltmaktan
Atatürk'ün Bütün Eserleri Cilt: 2
Atatürk'ün Bütün Eserleri Cilt: 2Mustafa Kemal Atatürk · Kaynak Yayınları · 201040 okunma
584 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 26 hours
Osmanlı'da yüzyıllardır hakim olan toprak düzeninin bozulmasına ve savaşlarda ateşli silahlara ihtiyacın artmasına bağlı olarak, kırsalda Ayanların varlığı ortaya çıkmış ve her geçen zaman da güçleri artmıştır. Mukaata arazilerinin sık sık yaşanılan savaşlar nedeniyle nakit paraya ihtiyacın artmasının sonucunda, kira usulü ile verilen toprakların
Devlet-i Aliyye - Âyânlar, Tanzimat, Meşrutiyet
Devlet-i Aliyye - Âyânlar, Tanzimat, MeşrutiyetHalil İnalcık · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016595 okunma
Kuva-yı Milliye, "Milli Güçler" anlamına gelmektedir. Onlara kısaca "Kuvvacılar" da denirdi. Anadolu'nun işgali ile birlikte Mondros Mütarekesi'nin ölüm fermanına benzer dayatmalarına karşı Türk milletinin bir nevi kendini müdafaasıdır. Fakat yekpare ve tek merkezden organize edilen bir yapı değildi; her biri kendi bölgesinde, yöresinde oluşturulan birliklerden müteşekkildi. Yani nerede bir işgal varsa orada bir direniş vardı. Kuva-yı Milliye sayesinde Milli Mücadele'nin ilk silahlı direnişi 19 Aralık 1918'de Dörtyol'da, Fransızlara karşı ortaya konmuştur. Bu ilk kurşun, 19 Mayıs'tan öncedir. Ardından da İzmir'in işgali ile birlikte Batı Anadolu'daki Kuva-yı Milliye birlikleri harekete geçtiler ve yerel örgütlenmeler olarak zuhur ettiler. Düzenli ordunun kuruluşuna kadar eşgüdümlü olarak çalışılmıştır. Ancak bu süreçte birtakım ayrılıklar da yaşanmıştır. Yöresel direnişe liderlik eden çete reisleri düzenli bir ordu içerisinde yer almak istememişlerdi. Fakat zamanla bu mukavemet kırılmış ve Mustafa Kemal Paşa tarafından düzenli orduya dahil edilmişlerdir.
Sayfa 124 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a geldiği gün İkinci Damat Ferit Kabinesi kurulmuştu (19 Mayıs 1919). Damat Ferit Paşa İzmir'in Yunanlar tarafından işgali üzerine, bu durumu protesto ederek 17 Mayıs 1919'da istifa etmişti. Vahdettin kabineyi kurma görevini tekrar Damat Ferit'e vermişti. İzmir'in işgali tüm ülkede geniş bir tepki yaratmıştı. Mustafa Kemal'in de teşvikiyle ardı ardına mitingler düzenleniyordu. Daha işgal günü Denizli, Aydın, Konya ve Burdur'da; 17 Mayıs'ta Eskişehir ve Kütahya'da; 18'inde Bursa, Tire, Havza ve Erzurum'da mitingler yapıldı. Aynı gün istanbul'da Darülfünun'da (üniversite) bir toplantı, Fatih'te de Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın bir mitingi var­dı. 19 Mayıs günü Fatih'te halkın geniş ölçüde katıldığı bir miting daha yapıldı.
Sayfa 171 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İzmir'in işgalini öğrenen Damat Ferit Paşa Hükümeti aynı gün toplanmış ve resmi bir bildiri yayınlamıştı. Bildiride, "Hükümet bu meselede devlet ve millet haklarını korumak için kendisine düşeni tespit etmiş,sükun ve vakarın muhafazası lüzumunu ahaliye tavsiye eylemesini (halkın işgale karşı tepkiye kalkışmamasını) Dahiliye
İzmir'in işgali günü yaşanan feci olaylar sebebiyle belgelerde ve hatıralarda İzmir'in işgali yunan mezalimi ile birlikte anılmıştır. Tabii ki işgal günü yaşanan mezalim sadece öldürme ve yaralamalardan ibaret değildir. İzmir'in yunanlar tarafından işgali denildiği zaman, kadın ve kızlara tecavüz, yağma, yakma, tahrip, gasp, hakaret vb. akla gelmedik zulümler hatırlanmaktadır. Bu olaylardan tespit edilebilenler bile yunan işgalinin insanlık dışı bir uygulama ile gerçekleştirildiğini göstermektedir.* İzmir'in yunanlar tarafından işgal edilmesinin Milli Mücadele'nin başlaması noktasında önemli bir yeri vardır. yunanların işgalleri sırasındaki icraatları İtilaf Devletleri temsilcilerine iletilmiş ise de bu konuda İtilaf Devletleri'nin kayıtsız kaldıkları, hatta Türkleri itham eder bir siyasi tavır takındıkları görülecektir. Bu kayıtsızlık, Türk milletinin kendi hukukunu, silahli bir mücadele ile bizatihi kendisinin gerçekleştirilebileceği kanaatinin oluşmasını sağlamıştır. Bu gerçeği çok iyi bilen Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'dan yayımladığı bildiride yunan işgalinin protesto edilmesi yönündeki istekleri de bu kanaatin bir an önce oluşması amacına yöneliktir. Sayfa 139-140 *İzmir'in işgali ve işgal sırasında yaşanan olaylarla ilgili olarak geniş bilgi için bkz. (TURAN, yunan mezalimi..., s.73 vd).
Sayfa 140 - Berikan Yayınları, 1.Baskı, 2008
Nutuk'a Yanıt
Kısa bir süre için 1945'ten ayrılıp 1927'ye dönelim: Atatürk, Söylev’i 1927 yılının 15-20 Ekim günleri arasında CHP Kurultayı'nda okumuş; Söylev, ilk kez 1927 yılında yayınlanmıştır. Kâzım Karabekir Paşa, Söyley'in bu ilk baskısı üzerinde el yazısıyla notlar almış ve “Hakikat çizgisi yahut hata-sevap cetveli” başlığı ile Söylev'e yanıtlar
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.