İstanbul'un İşgali
İSTANBUL'UN İŞGALİ 15 Mart 1920 günü Mondros hükümlerine göre müttefik devletlerin (Yunanistan dahil) İstanbul'u işgali zorba biçimde güçlendiriliyordu. 15 Mayıs 1919da Yunanistan'ın İzmir'e çıkarılmasıyla Anadolu'nun her yerinde direniş hareketi cemiyetleri teşkil edildi ve bir noktadan sonra da,Çukurova-Dörtyolda olduğu üzere, silahlı direniş başladı. Bu direniş derhal Maraş-Antep ve Urfa'ya sıçradı. Mustafa Kemal Paşa, Mayıs ayının 19' unda Samsun'a çıkıp Havza-Amasya-Erzurum'a ulaştığında bu hareketlerle paralel bir etkinlik içindeydi.
Kuva-yı Milliye, "Milli Güçler" anlamına gelmektedir. Onlara kısaca "Kuvvacılar" da denirdi. Anadolu'nun işgali ile birlikte Mondros Mütarekesi'nin ölüm fermanına benzer dayatmalarına karşı Türk milletinin bir nevi kendini müdafaasıdır. Fakat yekpare ve tek merkezden organize edilen bir yapı değildi; her biri kendi bölgesinde, yöresinde oluşturulan birliklerden müteşekkildi. Yani nerede bir işgal varsa orada bir direniş vardı. Kuva-yı Milliye sayesinde Milli Mücadele'nin ilk silahlı direnişi 19 Aralık 1918'de Dörtyol'da, Fransızlara karşı ortaya konmuştur. Bu ilk kurşun, 19 Mayıs'tan öncedir. Ardından da İzmir'in işgali ile birlikte Batı Anadolu'daki Kuva-yı Milliye birlikleri harekete geçtiler ve yerel örgütlenmeler olarak zuhur ettiler. Düzenli ordunun kuruluşuna kadar eşgüdümlü olarak çalışılmıştır. Ancak bu süreçte birtakım ayrılıklar da yaşanmıştır. Yöresel direnişe liderlik eden çete reisleri düzenli bir ordu içerisinde yer almak istememişlerdi. Fakat zamanla bu mukavemet kırılmış ve Mustafa Kemal Paşa tarafından düzenli orduya dahil edilmişlerdir.
Sayfa 124 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
İzmir'in işgali nedeniyle Sivas'ta bir protesto mitingi yapılmıştır (23 Mayıs 1919). Bundan telaşlanan Ermeni Patrikhanesi İngiliz Yüksek Komiserliği'ne şikayette bulunur. Bunun üzerine İngilizler de Sadaret'e başvurarak, Harbiye Nezareti'nin Sivas'taki askeri ko­mutana doğrudan talimat gönderip, Sivas'taki Ermenilere bir kö­tülük gelirse, bundan doğrudan kendisinin sorumlu tutulacağı­nın bildirilmesini isterler. Bu notanın metni Sadaret'ten Harbiye Nezareti'ne, oradan da Mustafa Kemal'e 31 Mayıs'ta ulaşır ve Mustafa Kemal o tarihte Havza'dadır. Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa şikayet edilen hususta soruşturma yapılmasını ve sonucu­nun ivedilikle bildirilmesini istemektedir. Yapılan soruşturmadan, azınlıklar için tehlikeli bir durum olmadığı anlaşılmıştır. Fakat bu arada aynı şikayette bulunan Adana'daki Fransız makamları Sivas vali vekilini, vilayeti işgal etmekle tehdit ederler
Sayfa 207 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a geldiği gün İkinci Damat Ferit Kabinesi kurulmuştu (19 Mayıs 1919). Damat Ferit Paşa İzmir'in Yunanlar tarafından işgali üzerine, bu durumu protesto ederek 17 Mayıs 1919'da istifa etmişti. Vahdettin kabineyi kurma görevini tekrar Damat Ferit'e vermişti. İzmir'in işgali tüm ülkede geniş bir tepki yaratmıştı. Mustafa Kemal'in de teşvikiyle ardı ardına mitingler düzenleniyordu. Daha işgal günü Denizli, Aydın, Konya ve Burdur'da; 17 Mayıs'ta Eskişehir ve Kütahya'da; 18'inde Bursa, Tire, Havza ve Erzurum'da mitingler yapıldı. Aynı gün istanbul'da Darülfünun'da (üniversite) bir toplantı, Fatih'te de Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın bir mitingi var­dı. 19 Mayıs günü Fatih'te halkın geniş ölçüde katıldığı bir miting daha yapıldı.
Sayfa 171 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
19 Mayıs 1919 Pazartesi sabahı Mustafa Kemal Paşa, saat 07.00 sularında Samsun'a çıktı. Dil iskelesi'nden Anadolu toprağına ilk adımını attığında yeniden doğmuş gibiydi. Aylardan beri süren kabus artık sona ermişti. Samsun Limanı yetersiz olduğu için açıkta demirleyen "Bandırma"ya Samsun'daki tümenden Binbaşı Mahmut Ekrem Bey bir motorla yanaşmış, Paşa ve karargahını alıp karaya çıkartmıştı. Görünüşte diğerlerinden pek de farklı olmayan, sıradan bir günü yaşamaya hazırlanıyordu Samsun. İzmir'in işgali üzerine duyulan tepkinin getirdiği gerginlik, Rum Pontus çetelerinin her gün yarattığı tedirginlik, halkın bakışlarından okunan yorgunluk bir bakışta fark ediliyordu. Eğer Samsun'u üç kelimeyle anlatmak gerekse, şu söylenebilirdi: Yorgun, kızgın, bezgin.
Sayfa 123 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk
"Sayın Milletvekilleri! Bugün içinde bulunduğumuz durumu büyük Meclisinizin huzurunda tam olarak ortaya koyabilmek için bazı açıklamalarda bulunmak istiyorum… Yüce makamlarınızca da bilindiği gibi, Ahmet İzzet Paşa Hükümeti, ulusal temele dayanan adil bir barışı sağlayabilmek umudu ile ateşkes istedi. Bağımsızlığı uğrunda dürüst ve cesur bir
Sayfa 106 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER DOĞUM YERİ VE YILI Hamdullah Suphi, İstanbul Aksaray'da Horhor'daki Abdüllatif Suphi Paşa Konağı'nda doğmuştur. Bu konak onun ölümünden sonra İstanbul Üniversitesi tarafından satın alınarak, muhafaza altına alınmıştır. Doğum tarihi ile ilgili olarak muhtelif tarihler 1884, 1885 ve 1886 yılları
İzmir'in işgalini öğrenen Damat Ferit Paşa Hükümeti aynı gün toplanmış ve resmi bir bildiri yayınlamıştı. Bildiride, "Hükümet bu meselede devlet ve millet haklarını korumak için kendisine düşeni tespit etmiş,sükun ve vakarın muhafazası lüzumunu ahaliye tavsiye eylemesini (halkın işgale karşı tepkiye kalkışmamasını) Dahiliye
... Bu telgraf Mustafa Kemal Paşa hakkındaki şüpheleri kuvvetlendirilmiş ve Sultan Vahdeddin'i asla tatmin etmemişti. Hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ikinci grup namı ile anılarak muhâfazakârlıkları ile temayüz etmiş bulunan muhalif meb'usların ısrar ve sıkıştırması üzerine Meclis adına Mustafa Kemal imzası ile bütün millete
Nutuk'a Yanıt
Kısa bir süre için 1945'ten ayrılıp 1927'ye dönelim: Atatürk, Söylev’i 1927 yılının 15-20 Ekim günleri arasında CHP Kurultayı'nda okumuş; Söylev, ilk kez 1927 yılında yayınlanmıştır. Kâzım Karabekir Paşa, Söyley'in bu ilk baskısı üzerinde el yazısıyla notlar almış ve “Hakikat çizgisi yahut hata-sevap cetveli” başlığı ile Söylev'e yanıtlar
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.