ağır spoiler içerir!
öncelikle, kitap ağlatıyor mu? ağlatıyor. fakat ağladığım bölüm jude’un travmalarının geçtiği bölüm değildi zira o bölümler daha çok tiksindiriciydi. ben willem’in ölümüne, ardından jude’un yaşamını sürdürmeye çalışmasını anlattığı kısımlara ve son lispenard sokak bölümünde ağladım. ayrıca ağlayabilmek için karakterlerle güçlü bir bağ kurmak gerekiyor kanımca.
3-4 ay kadar sürdü okumam çünkü ilk kısımları hiç akmıyordu ve sıkıcıydı. ilk 350 sayfası çok bunaltıcıydı(3.5 ay kadar sürdü), çok zor ilerletiyordum. sonraki 350 sayfası çok akıcıydı(7-8 saatte bitti) ve geri kalanı da beni ağlatan sayfalardı zaten. kitap sadece dram dolu. dram sevenler için mükemmel bi eser.
genel olarak kitabı sevdim, ama jude ve willem’i daha çok sevdim. onları kendi aklımda yaşatmaya mahkumum artık…
Gelgelelim sıklıkla yaşadığını değil, sadece var olduğunu hissediyor; kendisi günleri geçirmiyordu da günler onun üstünden geçiyor. Ama bunun için kendini fazla cezalandırmıyor; var olmak bile yeterince zor zaten.
daha 20. sayfadayım ama o kadar zorlama, o kadar kasıntı geldi ki bana. yazarın okuduğum ilk kitabı. anladığım ve gördüğüm yorumlar kadarıyla yanlış bir tercih yapmışım.