Mastürbasyon
"Duş alıyordum ve bu güçler yüzünden ne kadar zarar gördüğümü fark ettim. Sonra da güldüm. Ne kadar gülünç! Korkuyla ilişkili bir arzu ve heyecan... Arzuladığım şeyi almamın korkuyla ilişkilendirilmesi... İlk cinsel ilişkimi 19 yaşımdayken yaşadım. Kendimden daha yaşlı bir kadınla... Enfeksiyon kaptım. Bu enfeksiyon, cinsellikle ilgili utanç yükümü bir kat daha artırdı. İlk ilişkimi yaşadığım bu kadın bağlanılabilecek tipte bir kadındı, aynen annem gibi... Bu kadınla ilgili suçluluk duygusundan kurtulamadım. Bilinçsiz olarak bu suçum dolayısıyla cezalandırılmak istedim. Mastürbasyon yapmak yerine bir direk bulup tırmanıyordum. Çünkü tırmanırken direğin sürtünmesiyle orgazm olabiliyor ve bunu kendi ellerimle yapmamış oluyordum. Bunu ellerimle yapamazdım ama başka bir şekilde yapabilirdim."
Borderline savunmalar…
Borderline hastanın zayıf gerçeklik algısı; bölme, kaçınma, yadsıma, dışa vurum, yansıtma, yapışma, yansıtmalı özdeşim gibi ilkel patolojik savunmaların daha ileri derecede gerçeklik saklamalarına neden olmakla beraber, borderline hastayı gerçeğe intibak etmede büyük bir dezavantajla baş başa bırakır. Ayrıca, onun tekrarlama zorlamasının (kompülsiyon) amacı, nevrotikte olduğu gibi başat çatışması değil, ayrılma anksiyetesi ve terk depresyonundan kaçınmaktır. Sonuç olarak, yardım almadan gerçekliği algılayamayacak ve tekrarlama baskısı, çatışmayı tedaviye taşımak için onu zorlamayacaktır.
Reklam
şizoid bir beyefendi, bence herkese tanıdık gelmiştir..
George evliliği hakkında şunları söyledi: "Ben bir miktar uzaklık istiyordum, Ann (eşi) ise yakınlığa ihtiyaç duyuyordu. Yakınlık bana kendimi güvensiz hissettiriyordu bu yüzden uzaklaşma ihtiyacı içine giriyordum. Ayrıca Ann de bana uzaklığın, kendisini güvensiz hissettirdiğini söylüyor ve bana yapışıyordu. (Bunun şizoid ve borderline hastalar arasındaki birbirinden farklı, ilişkilere dair çatışmaların tek cümlelik çok güzel bir tanımı olduğunu düşünüyorum.) Bu ilişki kalıplarının üzerine düşünürken hasta şöyle bir yorum yaptı: "Şurası bir gerçek ki aradaki bağı koparmak çok güç. Bir yandan bir bağ, bir aile istediğimi hissediyorum. Ancak bu her zaman kendimi boğuluyor gibi hissetmeme sebep oluyor. Sanki buna tamamen teslim olmak durumundaymış gibi hissediyorum. Kendimi tuzağa düşmüş hissediyorum. Öte yandan, kendi başıma olduğumda bu kötü duyguların hiçbiri olmuyor. Ama bir bağım olmadığında ise kendimi değersiz ve işlevsiz hissediyorum. Sanırım benim ikilemim bir yandan bir bağ kurmak için derin bir ihtiyaç hissederken diğer yandan ayrı olmak ve gizliliğe de aynı derecede derin bir ihtiyaç duymam." Hasta bu temaları hayatı boyunca hissetmişti. "İnsanlara bağlanma konusunda her zaman sorunlar yaşadım. Ama eşyalara değil." İş yaşamında her zaman çok başarılı ve oldukça bağımsız biri olmuştu. İşindeki veya öğrencilik yaşamındaki sorumluluk ve yükümlülükleri onun için hiçbir zaman sorun olmamıştı. İhtiyaç duyduğunda kendini hiç de güvensiz hissetmeden bağlanabiliyordu. Ama "birçok ilişkide bir miktar uzaklık istiyordu."
Sayfa 342Kitabı okudu
Ayrılma-Bireyleşme (18-36 ay)
Gelişimin bu hayati evresi boyunca çocuğun ayrılma-bireyleşme çabalarına yönelik annenin libidinal eksikliği, onun yansıtma, bölme, dışa vurma (eylem koyma), reddetme ve kaçınma yoluyla yapışmaya devam etmesini sağlayan annenin yansıtmalarına uyarak çocuğun ona karşı savunma yaptığı terk depresyonunu üretir. Annenin yapışmaya devam etmesini sağlayan bu regresif patolojik mekanizmalar, bir gelişim duraklaması üretir, fakat aynı zamanda terk depresyonunu ve ayrılma anksiyetesini dindirir ve çocuğun sanki gereksinimlerini elde etmiş gibi 'kendini iyi hissetmesini sağlar.
Ayrılma-Bireyleşme (18-36 ay)
Çocuk yeni yürümeye başladığında ve anneden ayrılma kapasitesini geliştirdiğinde, anneden ayrı olarak kendi imgesini geliştirdiği süre boyunca ayrılma-bireyleşme işi ortaya çıkar. Bu ilk başta, bir iyi-kendilik ve bir kötü-kendilik temsili olarak iki kısmi imge şeklinde ortaya çıkar ve daha sonra hem iyi hem kötü kendiliğin kaynaştığı bütün bir kendilik-temsili halini alır. Bu sürecin yeniden yakınlaşma aşaması boyunca, uygun engellenme ve hayal kırıklığı evresi yoluyla, çocuk tüm-kendilik ve tüm-nesne temsillerine doğru yol almak için hazırlayıcı olan büyüklenmeci kendilik imgesini ve tam güçlü nesne imgesini kaybeder.
Hayat dersi bir alıntı ;)
Hasta, bazı nedenlerden dolayı gerçekte ulaşılabilir olmayan bir öteki ile ilişki kurar. Bu öteki, evli bir kişi olabilir, bir işkolik ya da bir gezgin olabilir. Bu tür bir ilişkinin hasta açısından avantajı -'öteki' gerçekte ulaşılabilir olmadığı için- ilişki içinde iken hastada yutulma veya terk edilme korkuları uyandırmaması ve bu sebeple de romantizm, aşk ve cinselliğin bu korkular tarafından engellenmeden yaşanabilmesidir. Örneğin iki çift, bir gemi gezisindedir ve bir çiftteki erkek diğer çiftteki kadınla bir ilişkiye başlar. Gezinin sonunda erkek kadına âşık olur ve kadına karısından boşanmak üzere olduğunu söyler. Kadın adama "senin için iyi bir durum, eğer yeniden evlenmek istersen beni ara" der.
Sayfa 321Kitabı okudu
Reklam
536 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.