Bertrand Russell, "etiğin tüm konularının, toplumun birey üzerindeki baskısından doğduğuna" inanırdı (Russell 1954: 124). Biyolog E. O. Wilson, dini doktrinlerin ve inancın "bütünüyle zihnin materyal ürünleri" olduğunu iddia eder; ona göre "hipota lamus ve !imbik sistemde" yerleşik ahlak duygusu "yalnızca sos yal organizmaların bir hayatta kalma aracıdır': (Wilson 1998: 268, 269). Felsefeci James Rachel etiğe dair şu "bilimsel" görüşü onay lar: "insan ahlaklı (altruistik) bir varlıktır, komşusunu sevmenin doğruluğunu sezdiği veya bazı soylu ideallerle tetiklendiği için değil, davranışları doğal seleksiyonun öne çıkardığı eğilimlerden oluştuğu için böyle bir varlıktır" (Rachels 1990: 77). Derk Pere boom yapılan çıkarımları netleştirir: "En iyi bilimsel teorilerimiz gerçekten de, davranışlarımıza ilişkin ahlaki sorumluluğumuzun olmadığı sonucuna varır ... Makinelere, genel olarak düşündüğü müzden daha fazla benziyoruz" (Pereboom 2001: xiii-xiv). Me tafizik natüralizm dünyasından ahlak üzerine böylesi görüşlerin çıkması anlaşılır bir durumdur.
Sayfa 190Kitabı okudu
james rachels;
"Hristiyanlık aslında ötanaziyi yasaklayıcı herhangi bir şey içermez, bu durum yanlış yorumlanmıştır. altıncı emir "öldürme" dememektedir, bu kötü bir çeviridir; altıncı emir "cinayet işlememelisin" demektedir ve bu açıkça merhametle öldürmeyi yasaklamamaktadır. Cinayet, "yanlış öldürme"dir. Merhametle öldürme, "yanlış öldürme" olarak kabul edilmediğinde, yasaklama alanı dışında kalır; nasıl ki savaş durumunda öldürmeyi cinayet olarak görmüyorsak, ötanaziye de bu sebeplerle cinayet diyemeyiz."
Sayfa 101 - 102Kitabı okudu
• Ethical Egoism: Each person ought to do whatever will best promote his or her own interests.
• The Social Contract Theory: The right thing to do is to follow the rules that rational, self-interested people would agree to follow for their mutual benefit.
• Utilitarianism: One ought to do whatever will lead to the most happiness.
• Kant’s theory: Our duty is to follow those rules that we could accept as universal laws
—that is, rules that we would be willing for everyone to follow in all circumstances.
And these are the theories that have dominated moral philosophy from the 17th century on.
Sayfa 160
Miss Anscombe
“Miss Anscombe,” as she was always known—despite her 59-year marriage and her seven children—would go on to become one of the 20th century’s most distinguished philosophers and perhaps the greatest woman philosopher in history.
Sayfa 127
Are there absolute moral rules?
Suppose it is held to be absolutely wrong to do X in any circumstances and also wrong to do Y in any circumstances. Then what about the case in which a person must choose between doing X and doing Y? This kind of conflict seems to show that moral rules can’t be absolute.
Sayfa 134
...criticizing animal experiments is too easy for most of us. We may feel self-righteous or superior because we do not do such research ourselves. All of us, however, are involved in cruelty when we eat meat. The facts about meat production are more disturbing than any facts about animal experimentation.
Sayfa 109