Biz, biz istiklâl askerleri, tüfeklerimizle beraber Türkistan'ın en aziz geleceğini omuzlarımızda taşıdığımız gibi, o çoluk çocuğun, o kadınların gözyaşlarının azabını da içimizde taşıdık.
Geç anlıyor insan
Kimin ne mal olduğunu
Bayramsız, seyransız gelen
Tebessümde bir hal olduğunu
Vefanın masal
Hayat nehrinde sefanın
Köpükten sal olduğunu
Az önce karşılaştığım alıntının büyük mana içermesi...
"Yük olur muyum diye düşündüğün yere ait değilsin. Kendini kısıtlamak zorunda hissettiğin yere ait değilsin. Anlatamadığın yere ait değilsin. Anlaşılmadığın yere ait değilsin. Kendini kendin gibi hissetmediğin hiçbir yere ait değilsin. Gurbetin de esaretin de bu yüzden."
Zamanla fark edilen en acı durum... Ait olmadığın yerden uzaklaşmak büyük cesaret gerektirir çünkü korkak insan yeni yol çizmeye, yeni sayfa açmaya çekinir esaretinden mutludur. Başkalarının çizdiği yoldan gitmek hapsolmayı kabul etmek demektir.
"Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı."
Milletiyle, inancıyla, siyasi görüşüyle biz olabilmek meselesi...