Eğer bir kuram kendini hiçbir biçimde çürütülmeye açık tutmuyorsa, temel bir sınamaya karşı kendi bağışıklığını koruyorsa, onun için bilimsel ve deneyci bir kuram denilemez.
Tümevarımcılık en cüretkar yorumunda ("mutlak" hakikate ulaşma) olduğu gibi, daha ölçülü yorumunda da ("olası" hakikate ulaşma) doğa bilimlerine kötü bir rastlantıyla bulaşmış bir mitostur ve hiç duraksamadan ortadan kaldırılması gerekir.
Homeros’un yazmayı bilip bilmediğinden değil, onun zamanında yazının kullanılıp kullanılmadığından bile kuşkulanmak sık sık aklıma geldi. Ne yazık ki bu kuşku, Bellerophontes’in İlyada’daki öyküsüyle çok kesin bir biçimde çürütülmüştü; tıpkı Peder Hardouin gibi çelişkilerimde biraz inatçı olmak talihsizliğine düşmüştüm, eğer cehaletim daha küçük olsaydı, kuşkularımı bu öyküye de yaymaya kalkar ve onu fazla soruşturmadan Homeros’un derleyicileri tarafından eklenmiş olmakla suçlardım.