Ölmek bir şey değil, yok olmayı bilmek gerek.
Travestiliğin temellerini biseksüellikte aramak yanlış olur. Çünkü, ister karma olsun ister ikideğerli, ister belirsiz olsun ister dönüşmüş, cinsiyetler ve cinsel karakterler gerçekliklerini korur­lar ve cinsiyete ilişkin psişik bir gerçekliğe tanıklık etmeyi sürdürürler. Buna karşın, cinselin bu tanımı gölgede kalmıştır. Ve bu oyun, sapkınlığa denk düşmez. Sapkınlık, öğelerin düzenini yol­dan çıkarmaktır. Oysa burada, yolundan çıkarılan herhangi bir öğe yoktur; yalnızca baştan çıkarılan işaretler vardır.
Reklam
Arzunun da tek dayanağı yokluktur. Bütün varlığıyla talebin içine sokulduğunda, hiçbir kısıtlama olmaksızın kendini işlemselleştirdiğinde bütün gerçekliğini yitirir; çünkü imgelemi olmayan arzu her yerde, ama aynı zamanda da genel­leşmiş bir simülasyon ortamındadır. Arzunun hayaleti, cinselin ölü gerçekliğine musallat olur. Cinsel her yerdedir, cinsellik hariç.
Var olma nedenlerimiz, taşların var olma nedenlerinden daha fazla değil ve hayatımızın bir yanı güneşe bakıyorsa, diğer yanı cehennem soğuğunda.
Kitle iletişiminin bize verdiği gerçeklik değil, gerçekliğin baş döndürücülüğüdür.
Ayrıntı yayınlarıKitabı okuyor
Tüketimi yöneten büyülü bir düşünce, günlük yaşamı yöneten mucizevi bir zihniyettir; bu, düşüncelerin mutlak-gücüne inanç üzerine kurulu bir şey olarak tanımladığımız ilkel bir zihniyettir. Buradaki inanç, göstergelerin mutlak-gücüne duyulan inançtır. Bolluk ve “refah” aslında yalnızca mutluluk göstergelerinin bir birikimidir.
Ayrıntı yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Burada, günlük yaşamın bütünüyle düzenlenmesi, bütünsel türdeşleştirme olarak tüketimin merkezindeyizdir; bu merkezde her şey, gerginliklerin giderilmesiyle tanımlanmış soyut bir mutluluğun kolaylığı, yarı saydamlığı içinde eritilmiş ve asılmıştır.
Ayrıntı yayınlarıKitabı okuyor
Ulusal muhasebelerde açık veren yanlar, gerilemeler, eskime yer almaz. Eğer yer alırlarsa, olumlu olarak yer alırlar. Böylece işe gitmek için yapılan ulaşım giderleri tüketim harcaması olarak muhasebeleştirilir! Bu, üretimin kendisi için büyülü erekselliğinin rakamlarla ifade edilen mantıksal sonucudur: Üretilen her sey üretilmiş olması nedeniyle kutsallaşır. Üretilen her şey olumludur, ölçülebilir her şey olumludur. Paris'te havanın 50 yılda %30’luk bir oranda aydınlık kaybına uğraması muhasebecilerin gözünde tortuldur ve önemsizdir. Ama bu kayıp büyük ölçüde bir elektrik enerjisi, ampul ve aydınlatma pencereleri vs. harcamasına neden olursa, bu durumda varolur ve doğrudan doğruya üretim ve toplumsal zenginlik artışı olarak varlık kazanır! Üretimin ve büyümenin kutsallık ilkesini sınırlayıcı ve seçici her girişim kutsallığa saygısızlık korkusunu uyandırırdı. ("Concorde'un bir vidasına bile dokunmayız!") Muhasebe defterlerinde yazılı kolektif saplantı, yani üretkenlik öncelikle toplumsal bir söylen işlevine sahiptir ve bu söyleni beslemek adına her şey iyidir, bu söyleni onaylayan rakamları yalanlayan nesnel gerçekliklerin tersine çevrilmesi bile.
Tanrı insanı yaratırken, onun yapayalnız kalamayacağını gördü ve ona bir gölge verdi.
Reklam
Gerçek giderek büyüyor, gerçek giderek genişliyor, bir gün bütün evren bir gerçekten ibaret kalacak ve gerçeğin evrensel hale gelmesi ölümü getirecek beraberinde.
Ölümü hiç hayal etmedim: Sürpriz olarak kalmalı.
İnsan artık ihtiyaç duyduğu için tüketmiyor, tüketmeye ihtiyaç duyuyor.
“Özgür kalan şeyler sonu gelmez biçimde birbirinin yerine geçmeye ve böylelikle gitgide artan belirsizliğe ve şüphelilik ilkesine mahkûmdurlar.“
Ayrıntı
“Yoksunluk hiçbir zaman feci değildir, öldürücü olan doygunluktur.”
Ayrıntı
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.