Beni şaşırtan, yaşamın içindeki ölümün korkunç haksızlığı değildi. Tam tersine. ne dereceye kadar yaşamın ölümün bir parçası olduğunu, ne dereceye kadar yaşamın küçük bir parantezden ibaret olduğunu anladım. Hiçlik okyanusunda küçük bir erteleme.
Bulutlar, güneşi gömmeye giden bir cenaze alayı gibi, gökyüzünde usulca ilerliyordu...
Reklam
Heute Nacht oder nie sollst du mir sagen nur das Eine: Ob du mich liebst... "Bu gece ya da ebediyen bana tek bir şey söylemelisin: Beni sevdiğini..."
Felsefi anlamıyla varlık, her türlü bireysellikten uzak bir şekilde hayatını sürdürüyordu.
Çürümüş temeller üzerinde yükselmiş olsa da, ruhsal dengesinde bazı bozukluklar olsa da ve bu durumdan kurtulmak için boş yere gayret sarf etse de, bu hayat ritmine uzun süre dayananayacağını bilse de halinden memnundu.
O esnada, günesli havada bir ses yükseldi. Führer'in öfkeli sesi, meydanın dört bir köşesinden duyulan bir radyo yayınıydı: "SAVAŞTAN KAÇINMAK İÇİN HER ŞEYİ DENEDİK..."
Reklam
Nevroz, uyuşturucu kullanmayan insanın uyuşturucusudur.
İnsanoğlu her zamanki gibi iliklerine kadar çürümüştü. Hep aynı Homo erectus'tu.
“… uyumak hiçbir zaman kolay olmamıştı. Uykusuzluk çeken biri değildi, hayır, sadece uykusu onun için bir zehirdi. Her gece zihni işkence çekiyor, parçalanıyor, çok acı çekiyordu. Uykusunda halüsinasyonlarla ve önceki günden çok daha yorgun olarak uyanıyordu.”
Reklam
Bir alçağın maskesini bir başka alçaktan daha iyi kim düşürebilirdi ki ?
Sayfa 53
Birinci kural: Ağzından kaçırdığı bilginin önemini tanığa belli etmemek. İkinci kural: Şaşkınlığını asla belli etmemek.
Sayfa 93
Bir nüktenin vereceği keyif ya da kötü görünmenin anlaşılmaz hazzı için, düşündüğünün tersini söyleyerek mutlu oluyordu.
Sayfa 34
"Ben olmaya karar verdiğim kişiyim. Her şeye sıfırdan başladım."
Sayfa 28
Sonuçta, canavarı görmezden gelmeye karar vermişti. Düşmanını hiç düşünmemek, onu yenmek demekti.
Sayfa 27
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.