“Biz dev bir ağacın, ufacık bir yaprağı üzerindeki küçük küçük kurtçuklarız Zorba. Bu küçücük yaprak bizim yeryuvarlağımızdır; ötekiler de gecenin içinde sallandıklarını gördüğün yıldızlar. Biz küçücük yaprağımızın üstünde sürünüyor ve onu hırsla araştırıyoruz. Kokluyoruz; bize güzel kokuyor ya da kötü kokuyor. Tadına bakıyoruz; yenilebilir buluyoruz. Vuruyoruz, sanki canlı bir şeymiş gibi çığlıklar atıyor. En korkusuz olan insanlar yaprağın ucuna kadar varıyorlar, bu uçtan gözlerimizle kulaklarımız açık olduğu halde kaosa eğiliyoruz. Ürperiyoruz. Altımızdaki korkunç uçurumu görüyor, dev ağacın öteki yapraklarının çıkardığı gürültüyü uzaktan uzağa duyuyor, özsuyun köklerinden yükselip kalbimizi kabarttığını kavrıyoruz. Böyle, uçuruma eğilmiş bir halde de, bütün bedenimiz ve bütün ruhumuzla, korkunun içimizi kapladığını anlıyoruz. O andan sonra artık şey başlar...”
Sayfa 303
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz : bahçesinde ebruliiiiii hanımeli açan ev ..
Sayfa 357 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Zaman, büyükler için soyut bir güç, karşı konulmaz bir dev, gençler içinse yalnızca bir boyuttan ibaretti.
Dema yek ji bû tiştekê ked dide, heqê keseke din nîne wê tiştê wekî beredayî jê re şîrove bike. Sidqa mirova tê şikestin, dibe ku ew mirov êdî dev ji ked dayîna gelik tiştan berbide ji ber wê şîroveyê, dev jê neberde jî di hûndirê xwe de ew xwestek bûyîn derbeyan dixwe. Jiyan pêwîstî van şîrove yên ne di cih de nake, pêwîstî ked û baweriyê dike.
Doğu ile Batı arasındaki fark,Türkiye'dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim.Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden bahsettiği bir ülkede. Önceleri çözemedim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş. 1.565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına geliyormuş. Ülkede yaşayanların boğazlarının içinden geçen dev bir köprü. Çıplak ayağı Doğu'da, ayakkabılı olanı Batı'da ve üzerinden yasadışı ne varsa geçip giden, yaşlı bir köprü.
Orta yaşa gelindiğinde ise deniz sakinleşir, büyüteç yok olur, hiçbir şeyin zannettiğimiz kadar dev ve hayati olmadığını anlarsınız. Hele neşeniz yerindeyse hayatınız sitcom tonuna geçer. Bu kafa tatilinin tadını çıkarın.
Reklam
1.000 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.