Adını lisede Edebiyat öğretmeni olan Gülhan hocamdan duymuştum. Çok severdi bu kitabı. Edebiyat ve kitap aşığıydı. Konuştuğunda sanki hepimiz birden yok oluverir, kendi ve dünyası gözler önüne serilirdi - tabi bunu benden başka gören var mıydı bilemiyorum - Düşünceleri gerçek olmayacak kadar güzel ve bu dünyaya ait değildi. Unutmak istemediğim biri belki de bu yüzden buraya yazıyorum. Kendisinin nasıl bir yaşamı olduğunu bilmiyor ve bunun için onunla konuştuğumu hatırlamıyorum. Edebiyata hep bir tutkum olmuştur ama bu tutkuyu sadece kitap okuyup, film izleyerek harcamışımdır. Hayatın bizi nereye sürükleyeceği belirsiz. İstemediğim şeyler yapmak, gittikçe kötüleşen insanları görmek, beni anlayabilen kimsenin olmaması... Kendimi yavaş yavaş kaybettiğimi hissediyorum. Acı çekmemek için klasikleri okumamayı bile düşündüm ama bunu yapmak hayattan mahrum kalmak. Selim'i sonunda anlayan oldu, ama - en kötü kelime - öldükten sonra. Turgut, Selim'i anladı, Olric de Turgut'u. Benim Olric'im yok. Gülhan hocanında yok... Ben Gülhan hocayı anladım ama - en kötü kelime - mezun olduktan sonra... Eğer kendinizi iyi hissetmiyor ve benim gibi tutunamayanlardansanız, yerinizi bulacağınız bir kitap. Tutunmak isiyorum derken kayıp düşebilirsiniz, üzülmeyin belki sizin bir Olric'iniz olur...