Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Hepsinden önemlisi de bir millet para kazanan bir yığın olarak devam edemez; edebi­yatı hor görerek, bilimi hor görerek, sanatı hor göre­rek, doğayı hor görerek, merhameti hor görerek tüm benliğini para kazanmaya adayarak ve bütün bunların cezasını çekmeksizin varlığını devam ettiremez.''
Sayfa 101Kitabı okudu
''Nasıl gerçek bilgi aklımıza ilk gelen bilgi değil de disipline edip tecrübe ettiğimiz bilgiyse, gerçek duygu da ilk hissettiğimiz değil de disipline edip tecrübe ettiğimiz duygudur. İlk duygular göste­rişçi, aldatıcı ve yanlış duygulardır.''
Reklam
''Bir kişi en çok hangi hissi arzu­layıp değer veriyorsa ona, dikkat etmesi için gizli bir kelime verir. Bu kelime sonunda o kişi üzerinde son­suz bir güce erişir ve artık o kişiden o kelime olmadan bahsedemezsiniz.''
''Bırakın kelimelerin aksanlarına dikkat etsinler, siz anlamlarına dikkat etmeye bakın, az ama öz kelimeler işinizi görecektir. İyi seçilmiş, gü­zide birkaç söz, her biri işlev olarak bir diğerine ben­zer veya eşit olan binlerce kelimenin göremeyeceği işi görür. ''
"Arzuladığınız yer" ve "size uygun yer", ay­rıca söylemeliyim ki geçmişin sarayı, günümüzün asil tabakasından şu noktada ayrılır; bu saray sadece emek ve fazilete açıktır.
Ne okumalı, nasıl okumalı ve neden okumalı? Hayatta şu veya bu mevkiyi sağlayacak ve insanlara sadece bilmediklerini öğreten bir eğitimle kendisini bir yığından farksız hale getiren bir ulus devam edemez. Zamanın ihtiyaçlarını uygun öğretimin yanında iyi düzenlenmiş ve yönetilmiş bir ahlaki eğitim ve iyi seçilmiş eserleri okumak, ne derece mükemmel bir şekilde gerçekleşirse insanlar arasında var olabilecek krallıkların en mükemmeline de böylece ulaşılmış olur.
Reklam
Şehirlerinizde taşlar haykırsın sizlere, insanoğlunun başını yaslayabileceği tek yastık biz miyiz diye.
İnsan kalbinde, her daim, gerçek görevleri için düzenlenmiş, dindiremeyeceğiniz lakin gerçek ama­cından uzaklaştırsanız aynı zamanda çarpıtacağınız ve mahvedeceğiniz bir içgüdü vardır. Doğru kontrol edildiğinde yaşamın kutsallığını kalıcılaştıran, yanlış yönlendirildiğindeyse bu kutsallığı sarsan bir aşk iç­ güdüsü vardır ve bunlardan mutlaka birini yerine ge­tirmelidir. Öyleyse insan kalbinde bastırılamaz, doğru yönlendirildiğinde nizamın ve yaşamın tüm görkemi­ni kalıcılaştıran, yanlış yönlendirildiğindeyse onları baltalayan bir içgüdü, yani aşkın gücü vardır.
Erkeklerin ve kızların karakterlerinin yapı­ sında bir farklılık vardır ki bir erkeği istediğiniz şekle sokabilirsiniz, kaya olmasını istiyorsanız kaya yaparsı­nız biraz daha sert olmasını istiyorsanız bronz yapar­sınız. Ne var ki bir kızın karakterine işleyemezsiniz.
Gerçekten kızların ve erkeklerin eğitimleri ara­sında bir fark olacaksa, kızlara eğitimin daha erken yaşta verilmesi gerektiğini söyleyebilirim. Çünkü kız­ların zekası daha çabuk gelişir ve daha derin ve ciddi konuları daha erken bir yaşta kavrayabilirler.
Reklam
Kızların eğitimi ile erkeklerin eğitimi arasında bir istisna olduğuna inanıyorum. Kızlara verilen eği­tim erkeklere verilen eğitimle ders ve materyal açısın­ dan aynı olmalıdır; fakat bu eğitim oldukça farklı bir yöntemle verilmelidir. Nasıl bir yaşam sürerse sürsün, kadın kocasının bilmesi muhtemel her şeyi bilmelidir, fakat farklı bir şekilde. Erkeğe verilen eğitim temel ve kademeli bir eğitim olmalıdır. Kadına verilense ge­nel ve günlük yaşamda işe yarar bir eğitim olmalıdır.
Kadın kendi içerisinde yaşadığı ve sevdiği ufacık dünyasının Tanrı'nın dün­yasının yanında bir hiç olduğunu kavrayacak şekilde yetiştirilmelidir. Kadın ettiği duaların kapsadığı kişile­re oranla zayıf kalmaması için, kimi kimsesi olmayan "kimsesiz ve mazlumlar" için dua ederken kocası veya çocuğu için dua edermişçesine içten olmaya çabala­ması için ciddiyetle eğitilmelidir.
Kadının yüzündeki o kusursuz güzellik, mutlu mesut yılların, tatlı hatıraların yarattığı muhteşem bir huzur hissine bağlıdır. Bu güzellik için huzur dolu bir yaşamın yanı sıra daima değişimler ve umutlarla dolu bir çocukluğun önemi de yadsınamaz.
Kadın canlılığının ve za­rifliğinin gücünden mahrum olduğu sürece güzelliğin zirvesine ulaşamaz. Söylemek istediğim şu ki: Kadının güzelliğini mükemmelleştirmek veya gücünü artırmak tek başına bir şey ifade etmez. Kadın fiziksel olarak özgür olduğu kadar vicdan bakımından da özgür ol­malıdır.
İdare eden, yöneten kadın oldu­ğu sürece her şey kusursuz olmaktadır, aksi takdirde ortaya çıkacak sonuç sıfıra sıfır elde var sıfırdır. Kadın daima iyi olmalıdır ve asla bozulmamalıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.