“Hepimizin zayıf anları olur ve ağlama yeteneğimizin olması bizim için şanstır. Gözyaşları bizi çoğu kez huzura kavuşturur, ağlayamadığımız bazı durumlarda ölecek gibi oluruz.”
"Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş atmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey."
José Mauro de Vasconcelos
Bütün ülkeler, hangisi olursa olsun, kapitalist, komünist ya da faşist, silah imal ediyor, alıp satıyor, bunları kendi doğalarına karşı kullanmaları da ender değildir.
Silahlar arasında da fark vardı, hafif bir makineli tüfek seri atış yapan bir topla yarışamadığı için kendini asla aşağılanmış hissetmemeliydi. Artur paz semedo da, kendi uzmanlık alanında seri atış yapan bir tüfekti.
Dünyanın kapılarını açıyordu bana. Ve ben korkuyordum, ne yalan söyleyeyim? Korku içindeydim, dünya öyle büyüktü ki… İnsanoğlunun girebileceği en büyük, en keder dolu yerdi.