.
Zamanın tuhaflığı. Sonunu göremediğiniz, başlangıcını unuttuğunuz bir tünel gibi sonsuz gibi görünen geçişinde değil, sonlu bir şeyin geçip gittiğini ve geri dönülemez olduğunu aniden fark etmenizde.
.
.
.
Yaratıcı sanatçıların en büyük verimli çalıştıkları zamanları, dünyayı sırt döndükleri zamana bağlayan yaygın bir yanlış algı vardır. Yazar Joyce Carol Oates, 1972 tarihli “Yalnız Sanatçı Miti” başlıklı denemesinde, bu algıyı ele almıştır: “Sanatçının toplum genelinden yalıtık yaşadığı düşüncesi bir mittir… Sanatçı, son derece normal ve toplumsal yaşama da sahip bir birey olduğu halde, romantik gelenek onu trajik ölçüde acayip bir kişilik olarak ele alma eğilimindedir.”
Temasın önemini gösteren örnekler arasından en sevdiğim ise yazar Jonathan Safran Foer'in boş sayfa koleksiyonudur. Foer koleksiyonuna, Isaac Bashevis Singer'ın eşyalarının arşivlenmesine yardımcı olan bir arkadaşının, Singer'ın kullanılmamış daktilo kağıdı destesinin en üst yaprağını kendisine göndermesiyle başlar. Foer, başka yazarlarla temasa geçerek, kullanacakları kağıtlardan en üstte olanı kendisine göndermelerini rica eder. Richard Powers, Susan Sontag, Paul Auster, David Foster Wallace, Zadie Smith, John Updike, Joyce Carol Oates ve daha birçok yazardan kağıtlar alır. Hatta Freud'un masasında bulunan kağıt destesinin en üstündeki kağıdı kendisine vermesi için Londra'daki Freud Müzesinin müdürünü ikna etmeyi başarır. Bu durum, en sıradan şeylerin bile (boş kağıtlar gibi!), onların geçmişlerini bilen kişiler için ne kadar değerli hale gelebileceklerinin kanıtıdır.
"Başlangıç cümlesi ancak ve ancak son cümle yazıldıktan sonra yazılabilir. İlk taslaklar cehennem; nihai taslaklar cennet gibidir."
- Joyce Carol Oates