kiwii

Eğer hayat ona çok daha fazla şey ifade ediyorsa, o da hayattan çok daha fazla şey isteyecekti.
Sayfa 63
Reklam
İnsanın bilgi birikiminin bu kadar büyük bir hacme ulaşabileceği hiç aklına gelmemişti. Korktu. Beyni bu kadar bilgiyi alabilir miydi? Ama sonra bunu becermiş olan bir sürü insan olduğu aklına gelince tutkulu, büyük bir yemin etti fısıltıyla, onların yaptığını kendisinin de başaracağına ant içti.
Sayfa 52
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
Sayfa 18

Reader Follow Recommendations

See All
İnsan onuruyla kaybettikçe büyür çünkü kaybetmek kendini kazanmanın ilk şartıdır. Onursuzca kazananlarsa çok daha büyük yıkımların sadece bir adım uzağındadır.
Sayfa 187
Bu ilk değil, son da olmayacak. Bugüne kadar olduğu gibi yine atlatacaksın. Yeni zorluklar da gelecek, onları da aşacaksın. Her düşüşten bir yara izi alacaksın. O yaralara iyi bak, kim olduğunu hatırlayacaksın. Yoracak belki ama geçecek.
Sayfa 183
Reklam
Ben yalnızlığımı kucaklayamıyordum, onunla yüzleşemiyor, baş başa kalamıyordum. İhtiyaç duyduğum şey onun sevgisi değildi aslında, onun varlığı sayesinde yalnızlıktan kurtulmaktı, o korkunun girdaplarında boğulmamaktı.
Sayfa 149
Kendimizden esirgediğimiz ne varsa başkalarına sunduk, kendimize söylemediğimiz güzel sözleri başka kulaklara fısıldadık.
Sayfa 148
Kendisi ile barışık olmak; Allah tarafından kendisine bahşedilenlerle kendisinin kazandıkları arasında bir uyum sağlamak ve bir denge kurabilmektir.
Sayfa 26
Kendine ait işi olmayanın kendisi ne kadar var olur?
Sayfa 25
Reklam
Hayatımızı anlamlı kılan, yapıp ettiklerimiz ve geriye bıraktığımız izlerdir.
Sayfa 25
Vazgeçmeden önce kendime kızdım biraz. Kendime kızmaktan da vazgeçtim, ondan sonra vazgeçtim. Senden. Sesimi duyuramadığım herkesten. Kurmaya çalıştığım köprülerden. Hepsinden, hepinizden... Vazgeçtim... Israrla çalan telefona kayıtsız kalamayıp açtım. "Vazgeç," dedim, "ben vazgeçtim. Sen de geç." "Geldim," dedi, "o köprüye geldim." "Boş ver," dedim, "köprü yıkıldı, boş ver." Birine doğru yürüyüp varamadıkça kendine dönüyorsun en sonunda çünkü varamadın. Varsaydın orada kalırdın, ama o istemedi. Yolun herhangi bir yerinde seninle kesişmek, buluşmak ve orada kalmak istemedi. Sen hep yürüdün. Ona doğru yürüdün. Yürüdükçe gerçeği gördün, kendine döndün. Kendine döndükten sonra ona tekrar gitmek zor. Kendine dönerken o köprüleri yıktın.
Sayfa 125
188 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.